1. Hukuk Dairesi 2017/724 E. , 2020/2446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ...’ın 625, 671 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlarını şartlı bağış yoluyla Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğüne devrettiğini, bilahare idari yoldan çekişmeli taşınmazların davalıya devredildiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temliklerin tasarruf nisabını aştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 23.06.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu Muzaffer ve dava dışı kızı ...’yı bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 625, 671 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlarını 06.01.1994 tarihinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne şartlı bağış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Öte yandan, mirasbırakan 23.06.2007 tarihinde öldüğüne ve 4721 sayılı TMK’nın 565/3. maddesi uyarınca ölümünden önceki bir yıl içinde adet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar mutlak tenkise tabi olduğuna göre; mirasbırakanın 06.01.1994 tarihinde bağışladığı çekişmeli taşınmazların mutlak tenkise tabi olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde, çekişmeli taşınmazların tenkise tabi olabilmesi için 4721 sayılı TMK’nın 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın temliki saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığının kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; mirasbırakanın 06.01.1994 tarihli akit ile, “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne ait huzurevine yerleştirilmek ve ücretsiz olarak bakımının yapılması kaydıyla” çekişmeli taşınmazlarını bağışladığı, mirasbırakanın temlik tarihinden ölüm tarihine kadar Balıkesir Huzurevinde bakımının yapıldığı, bu durumda bağışlamanın ivazlı olduğu, mirasbırakanın TMK’nın 565/4. maddesi uyarınca saklı payı zedeleme kastı ile hareket etmediği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.