3. Hukuk Dairesi 2013/10992 E. , 2013/13847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine 250TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşanma ilamından sonra davalının babasının vefatı nedeniyle maaş bağlandığını, aynı zamanda davalının sigortasız olarak çalıştığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının düzenli bir işi ve çalışmasının olmadığını, haftada 2 kez temizlik işi yaptığını, 350 TL kira gideri olduğunu, davalıya bağlanan maaşın yoksulluğunu giderecek miktarda olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının babasının vefatı ile kendisine emekli maaşı bağlandığı, ayrıca boşanma kararından sonra sigortalı olarak çalıştığı, davacının halen aldığı maaş ve ödediği kira davalının da çalışması ve babasından belli oranda emekli maaşı alması dikkate alınarak her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumları itibariyle davalının yoksulluk nafakası almasını gerektirir şartların ortadan kalktığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir".
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; davacının yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında, 1.650 TL maaş aldığı, 450 TL kira ödediği, davalının ise haftanın 2-3 günü çiğ köftecide çalıştığı, 250 TL aldığı, 350 TL kira ödediği tespit edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu yazısından davalının 2012 yılı 8.aydan itibaren sigorta kaydının olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının kendi adına sigorta kaydının yapılmasından sonra babasından dolayı aldığı maaşın kesilip kesilmediği, sigortalı çalışması karşılığı eline geçen toplam gelir miktarının onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığı tartışılmadan eksik inceleme yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davalının gelirinin tam olarak tespit edildikten sonra; yoksulluğunun ortadan kalkmadığı anlaşıldığı takdirde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK"nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.