21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/10523 Karar No: 2014/14888 Karar Tarihi: 24.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/10523 Esas 2014/14888 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2014/10523 E. , 2014/14888 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi TARİHİ : 18/02/2013 NUMARASI : 2009/424-2013/45
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde bile temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Öte yandan Davalılardan M. M.P. Yapı Sistemleri San Tic Ltd Şti’ne yargılama sırasında “3. Organize Sanayi Bölgesi 7. Sokak numara 13 Konya” adresinde usulüne uygun bir şekilde tebligat yapıldığı halde, yokluğunda verilen kararın; tebligat yasasının 35.maddesi gereğince ticaret sicilinde kayıtlı bulunduğu “Küçük İhsaniye Mahallesi H. U. İş Merkezi B Blok Numara . Konya” adresinde tebliğinin usulsüz olduğu, öncelikle yargılama sırasında tebligat yapılan ve bilinen adreste tebligat yapılması gerektiği açıklanmak suretiyle dosyanın daha önce geri çevrildiği ancak geri çevirme kararının yazımı sırasında bilgisayar ortamında yapılan yazım hatası sonucu tebliği gereken adresin gene sicil adresi olarak yazımı nedeniyle mahkemece sicil adresinde tekrar tebligat yapılarak dosyanın gönderildiği bu haliyle geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmediği giderek anılan davalıya yapılan tebligattaki usulsüzlüğün giderilmediği anlaşılmıştır. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 1-Gerekçeli karar tebliğ edilmeyen davacılara vekiline gerekçeli kararın ve temyiz eden davalıların temyiz dilekçelerinin yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra, 2- Davalı M. M.P.Yapı Sistemleri San Tic Ltd Şti’ne yokluğunda verilen kararın, önceki geri çevirme kararında açıklanan yönteme uygun biçimde ve daha önce tebligat yapılan “3. Organize Sanayi Bölgesi 7. Sokak numara 13 Konya” adresinde tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten ve taraflara yapılan tebligat parçaları eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.