15. Hukuk Dairesi 2016/6375 E. , 2018/2377 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli, birleşen dava, ayıplı ifa nedeniyle tazminat ve iade edilmeyen ürünlere ilişkin alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Asıl davada davacı yüklenici, davalı iş sahibi, birleşen davada davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Asıl davada davacı yüklenici vekili; müvekkili şirketin davalı şirketten aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacaklı olup iş bu alacağın tahsili için ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7678 Esas sayılı dosyası ile taraflarınca takibe geçildiğini,iş bu takibe borçlu tarafından 17.01.2014 tarihinde borca faize ve fer"ilerine itiraz edilmiş olup, bu itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalının müvekkili şirkete iş yaptırdığını, bu işlerden dolayı da 186.520,24 TL borcu bulunduğunu, bu hususta şirket kayıtlarında defter ve belgelerle de sabit olduğunu, itirazın zaman kazanmaya yönelik olup haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davalının itirazının iptâline, takibin devamına ve davalının % 20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Asıl davada davalı iş sahibi vekili; müvekkili firmanın tekstil ticareti ile uğraştığını ve davacının ise boyahane işi yaptığını, her iki firma arasında ham bez kumaşların baskı ve boyanması hususunda ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkinin taraflar arasında 14.11.2012 tarihinde başlamış dönem dönem müvekkili firma tarafından davacı firmaya baskı boya işlemi yaptırıldığını, müvekkili firmanın davacı firmaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bilakis alacaklı konumunda olan tarafın müvekkili firma olduğunu, bu hususun müvekkili firmanın ticari defterlerinde ve delil tespit dosyasında görüleceğini, ayrıca müvekkili firmanın söz konusu alacağı için de ... 2. İcra Dairesi Müdürlüğü"nün 2015/1 sayılı dosyasıyla da takip başlatıldığını, davacının iş bu haksız ve kötüniyetli davasının reddini, davacı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur
Birleşen davada davacı iş sahibi vekili; ticari ilişkinin 2012 yılından beri süre geldiğini, bu ticari ilişki kapsamında davalı firmaya baskı ve boya işlemleri yapılmak üzere teslim edilen ancak iade edilmeyen kumaşlar bulunduğu gibi bir kısım kumaşlarda baskı ve boya hatası olduğunu, bu hataların ortaya çıkması neticesinde derhal davalı tarafa ... 8. Noterliği"nin 06.12.2013 tarihli ihtarnamesinin çekildiğini, ayrıca ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/164 D. iş sayılı dosyası ile de, tespit yaptırıldığını, davalı firmanın ... 5. Noterliği"nin 13.12.2013 tarihli cevabi ihtarnamesini verdiğini, boya ve baskı hatası olduğu yönündeki iddiaları karşı tarafın kabul etmediğini, ayrıca taraflarına olan borcun ödenmemesi durumunda ellerinde olan ham bez ve kumaşları iade etmeyeceklerini bildirdiklerini, iade edilmeyen kumaşlar ile baskı ve boya hatası bulunan kumaşlar sebebiyle müvekkilinin davalı firmada 99.808,28 TL alacağının bulunduğunu, bu hususun keşide edilen faturalar, muhasebe kayıtları, ticari defterler ile ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/164 D. iş sayılı dosyasında yapılan tespit ile sabit olduğunu, ayrıca bu alacaklarına ilaveten 2.264,65 TL tespit dosyası masrafları bulunduğunu, böylece alacaklarının 102.072,93 TL olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2015/1 Esas sayılı dosyası ile ilâmsız takibe geçtiklerini, ancak haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâli ile inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı yüklenici vekili; dava dilekçesi ile ileri sürülen "baskı ve boya hatasından doğan zarar" iddiasının kabul edilemeyeceğini, zira bu durumun TTK"nın madde 23 ve TBK madde 223. hükümlerine uygun şekilde usulünce ihbar edilmediğini süresi içinde yapılan bir ayıp ihbarı veya iade faturası bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı firmadan baskı ve boya ücreti olarak ferileri hariç olmak üzere 186.520,24 TL alacağı olduğunu, bu bakımdan iadesi gerçekleştirilmeyen mallar bakımından hapis hakkını kullandıklarını savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, verilen karar asıl davada davacı birleşen davada davalı yüklenici vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Asıl ve karşı dava birbirinden bağımsız davalar olup, her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesinin yapılması zorunludur. İki ayrı uyuşmazlığın karşı dava olarak aynı dosya üzerinden çözüme kavuşturulması da, asıl ve karşı davanın bağımsız niteliklerinin ortadan kalkmasına neden olmaz.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; mahkemece yürütülen yargılama sırasında alınan 07.12.2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya ödemesi gereken miktarın 265.261,72 TL olduğu ve bu miktardan davacı-karşı davalının alacak bakiyesi olan 159.144,87 TL mahsup edilerek asıl davanın reddine birleşen davanın 99.808,28 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Asıl davada talep edilen alacak ile birleşen davada talep edilen alacak kalemleri ayrı ayrı incelenip her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir iken davacı-karşı davalı alacağının,
davalı-karşı davacı alacağından mahsup edilmek suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan davalı birleşen davada davacı tarafından davadan önce “delil tespiti” talebinde bulunulmuş ve talep kabul edilerek, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce delil tespiti yapılmış ve mahkemenin 2013/164 D. iş sayılı dosyasına bilirkişi kurulu raporu sunulmuştur. Mahkemece, davalı birleşen davada davacı tarafça yapılan delil tespiti gideri müddeabihe katılmıştır. Tespitin yapıldığı ve davanın açıldığı tarih itibariyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nın 323.maddesinde de geçici hukuki korumalara ilişkin giderlerde yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden delil tespitine ilişkin giderler her halükârda yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmelidir. Mahkemece, bu hususun gözden kaçırılarak tespit giderlerinin asıl alacağa dahil edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; asıl ve karşı dava yönünden HMK 297. madde hükmü gereğince mahsup yapılmaksızın herbir dava açısından alacak miktarları ayrı ayrı belirlenip hükme bağlamak, delil tespiti giderlerini de müddeabihe dahil etmeyip yargılama giderleri arasında hesaplayıp hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı-birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacı-birleşen dosya davalısına verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.229,70 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısından alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.