Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/729
Karar No: 2020/2443
Karar Tarihi: 10.06.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/729 Esas 2020/2443 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/729 E.  ,  2020/2443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanları ...’ın 184 ada 113 parsel sayılı taşınmazını torunu dava dışı ...’a, onun da davalı ...’a satışlar suretiyle devrettiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyeti haiz olmadığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına ve diğer mirasçılara adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, tapu kaydına güvenerek işlem yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 15.03.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ve dava dışı oğulları ...ve ... ile kendisinden önce ölen oğlu Kaya’nın oğlu Murat’ı bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 184 ada 113 parsel sayılı taşınmazını 18.06.2008 tarihinde torunu ...a, onun da 14.05.2010 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacının kendi ve diğer mirasçılar adına tescil isteğiyle başka bir deyişle terekeye iade isteği ile eldeki davayı açtığı, davacı yanında mirasbırakanın diğer çocukları olan dava dışı ...ve ... ile torunu ...’ın da mirasçı oldukları mirasçılık belgesi ile sabitken tüm mirasçıların davada yer almamaları karşısında terekenin davada temsil edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    Medeni Kanunun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır.
    Bu kural, Medeni Kanunun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    Medeni Kanunun 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Buna göre, ehliyetsizlik iddiasıyla mirasçı olmayanlara karşı açılan davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte veya bir mirasçının terekeye iade istekli olarak açılması zorunludur. Bir mirasçının tereke adına dava açtığı takdirde de diğer mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veyahut Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmesi ile ancak çözüme kavuşturulması mümkündür.
    Öte yandan, dinlenen tanıklar mirasbırakanın “Alzheimer” hastası olduğunu, ölümünden önceki yıllarda akıl sağlığının yerinde olmadığını, kimseyi tanımadığını, davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaybettiğine ilişkin tavır ve hareketlerinin bulunduğunu bildirmişlerdir.
    Hâl böyle olunca, öncelikle davadaki isteğin terekeye iade şeklinde olduğu, mirasbırakan...’ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tâbi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının da bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan ortakların olurunun alınması ya da miras şirketine TMK"nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, daha sonra ehliyetsizlik hukuksal nedeni üzerinde durularak mirasbırakanın temlik tarihinde ehliyetli olup olmadığının Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Dairesinden alınacak bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi