Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/7171 Esas 2019/2940 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7171
Karar No: 2019/2940
Karar Tarihi: 14.02.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/7171 Esas 2019/2940 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanık tarafından yaralama suçu işlenmesi nedeniyle mahkumiyet kararı verdi. Mağdurlardan biri olan ...’nın vekili tarafından yapılan temyiz itirazı reddedildi, çünkü şikayet hakkı mağdurun kendisine bağlı olup, mağdur ...’un babası şikayetten vazgeçmişti. Sanık ...’ın hüküm giyen adli para cezası da kesinleştiği için temyiz reddedildi. İki mağdurun yaralanması nedeniyle iştirak suçu işlenmiş olabileceği düşüncesi ile karşı oy verildi ve sanıkların beraatine ve hükümlerin bozulmasına karar verilmesi gerektiği belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nin 234/2. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi
- 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi
- 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi
3. Ceza Dairesi         2018/7171 E.  ,  2019/2940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1) Mağdur ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Şikayet ve şikayetten vazgeçme haklarının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu, 15 yaşından küçük mağdurun yasal temsilcisi olan babası aracılığıyla bu hakları kullanabileceği, mağdurun babası ...’un 30.05.2012 tarihli beyanında şikayetçi olmadığını beyan etmesi nedeniyle katılan sıfatı bulunmayan mağdur ... vekilinin hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.05.2014 tarihli ve 2013/287 Esas - 2014/273 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde, mağdura 5271 sayılı CMK"nin 234/2. maddesi uyarınca atanan zorunlu vekil ile 15 yaşından küçük mağdurun kanuni temsilcisinin iradelerinin çelişmesi halinde mağdurun kanuni temsilcisinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğinden, mağdur vekilinin temyize hak ve yetkisi bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
    2) Sanık ... hakkında mağdur ...’yi yaralama eyleminden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca hüküm kesin nitelikte bulunduğundan sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    3) Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’ı yaralama eylemlerinden kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 14.02.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Suç tarihinde, köyde yapılan düğün töreninde gelinin evden çıktığı esnada sanıklar ... ve ..."in ele geçirilemeyen tabancalarla, havaya ve yere doğru paralel olarak rastgele ateş etmeleri sonucu mağdurlar ......, ... ile ..."ün yaralandıkları olayda, sanıklar ... ve ..."in olay esnasında ateş ettiklerinin tanık beyanları ile sabit olduğu, ancak sanıkların kullandıkları silahların ele geçirilememesi nedeniyle isabet alan mağdurların hangisinin hangi sanığın tabancasından çıkan kurşunla yaralandığı hususunun tespit edilemediğinin yanı sıra, tanık beyanları, mağdur beyanları ve dosya içindeki bilirkişi raporundan da hangi sanığın kullandığı silah neticesinde yaralandıklarının da kesin biçimde belirlenememesi karşısında; olası kastla işlenen suçlarda gerçekleşen neticeye göre faillerin sorumluluğun belirlenmesinin gerekmesine ve bu tür suçlarda kural olarak iştirakin de mümkün bulunmamasına göre, sanıkların olası kastla işlenen yaralama fiilinden iştirak ile sorumlu tutularak cezalandırılmalarına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmeyerek sanıkların beraatine ve bu nedenle hükümlerin bozulmasına karar verilmesine gerektiği düşüncesindeyiz.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.