8. Hukuk Dairesi 2018/14363 E. , 2019/4286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tarafların 1991 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde alınarak davalı adına tescil edilen 14993 ada 1 parsel üzerindeki 97 nolu bağımsız bölüm ile 06 FMA 29 plakalı otomobilin vekil edeninin kişisel gelir ve birikimleriyle alındığını, davalının her hangi bir katkısı olmadığını açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere taşınmaz için 4.000 TL, araç için 1.000 TL alacağın davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiş, 01.06.2018 tarihli dilekçesi ile 97 nolu bağımsız bölüme ilişkin talebini 189.744,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen ilk karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire"nin 04.11.2013 tarihli ve 2013/11691 Esas, 2013/15682 Karar sayılı ilamıyla dava konusu 14993 ada 1 parsel üzerindeki 97 nolu dairenin üçüncü kişiden satın alınarak 17.05.2002 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiği, davacının bağış iradesini ortaya koyduğu kabul edilebilecek herhangi bir ifade veya açıklama dosya arasında bulunmadığı gibi bunun ifade edilmiş olmasının taraflar aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği, alım tarihinden boşanma dava tarihine kadar evlilik içinde davacının davalıdan taşınmazı istememiş olmasının da davacı aleyhine yorumlanamayacağı, evlilik içerisinde 01.01.2002 tarihinden önce tarafların katkıları ile satın alınan malların ya da 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen malların, eşlerden biri adına tescil edilmiş olması halinde diğer eşin katkısı oranında katkı payı, değer artış payı veya katılma alacağı isteme imkânı bulunmakta olup alacak isteğinde bulunan eşin bağış iradesinin olmaması halinde belirtilen isteklerin ileri sürülmesine engel bulunmadığı, bu sebeple mahkemece taşınmazın davalıya bağışlanmış olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek bozulmuş, Mahkemece kararda direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu"nun 25.05.2016 tarihli ve 2014/8-1113 Esas, 2016/633 Karar sayılı ilamı ile bozmaya uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek direnme kararı bozulmuş, bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 189.744,00 TL değer artış payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Dairenin ilke ve uygulamalarına göre alınan hükme esas bilirkişi raporları doğrultusunda taşınmazla ilgili davacının 226.902 TL değer artış payı, 30.049 TL katılma alacağı hesabında bir isabetsizlik olmadığı gibi taleple bağlılık kuralı gereği hüküm kurulmuş ise de, davacının, 14993 ada 1 parsel üzerindeki 97 nolu daireye ilişkin dava dilekçesindeki talebinin 4.000,00 TL olduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada 01.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile anılan taşınmaza ilişkin talep miktarının 189.744,00 TL olarak ıslah edildiği anlaşılmaktadır. 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve ilgili Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşmiş uygulamaları gereğince "bozmadan sonra ıslah yapılamaz" ilkesi geçerlidir. Hal böyle olunca, mahkemece bozmadan sonra ıslah olmayacağı ve davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaza ilişkin talep miktarının 4.000,00 TL olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.