Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18845 Esas 2013/19471 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18845
Karar No: 2013/19471
Karar Tarihi: 11.07.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18845 Esas 2013/19471 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2013/18845 E.  ,  2013/19471 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili, müvekkili...."nın hamile olduğu dönemde, hamileliğin 4.ayından sonra davalı şirkete ait.... Hastanesi"ne müracaat ettiğini, hamilelik döneminin 35.haftasına kadar ayda bir rutin kontrol olduğunu, hamileliğin normal seyrinde devam ettiğini, ancak doğum sırasında sıkıntıların yaşandığını, bebeğin özürlü olarak doğduğunu, davalı hastanenin kusurlu olduğunu belirterek, davacı ... için 10.000.-TL Maddi, davacı ...için 10.000.-TL, davacı ... için 25.000.-TL Manevi Tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tensip kararı ile;taraflar arasındaki uyuşmazlığın teşhis ve tedavi hizmetinden kaynaklandığı, davacıların yasada tanımlanan şekilde tüketici (tedavi alan alıcı) davalının ise satıcı (hizmet sunucusu) olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve 2 hafta süresi içinde başvuru olduğunda dosyanın görevli ... nöbetçi tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar, yanlış tedavi sorucu bebeklerinin engelli doğduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik karar verilmiş ise de;
    B.K. nun 502. maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Somut olayda olduğu gibi, özel hastane (ve onun tarafından istihdam edilen doktorlar) ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2,Sevinç Matbaası, ... 1977, sayfa: 176 ve devamı; Dairemizin 4.3.l994 gün ve 1994/8557-2l38 sayılı kararı ve aynı doğrultudaki birçok başka karar.)
    Somut olayda, davacı ile davalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Tüketici yasası ile güdülen amaç tüketicinin tüketime yönelik satışlarda mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir. Hal böyle olunca,mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.