14. Hukuk Dairesi 2012/14839 E. , 2013/6106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Tespit isteyenler vekili tarafından, karşı taraf aleyhine 27.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tespit konusu alanın meraları olduğunun tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; istemin kabulüne dair verilen 28.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişilikleri vekilleri, köylerinin sınırları içerisinde bulunan dava dışı tespit harici bırakılan yaklaşık 1000 dönümlük taşınmazın köylerinin kadim merası olduğunun tespitini talep etmişlerdir.
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın mera olmadığını, sazlık niteliğinde ve kullanılmayan boş arazi olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediye Başkanlığı, çekişmeli yeri Hazine’den piknik alanı olarak değerlendirmek üzere kiraladıklarını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Belirtmek gerekir ki, 4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesinde yapılan tanımlamaya göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için yetkili mercilerce tahsisi yapılan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.
4342 sayılı Mera Kanununun 1.maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır”
şeklinde açıklanmıştır. Mera Kanununun 6. Maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir.
Daha önceleri fermanlarla ya da kanuni düzenlemeye uygun yetkili makamlar tarafından tahsis edilen veya geleneksel olarak mera, yaylak ve kışlak olarak kullanıldığı tespit edilen yerlerin Mera Kanununun getirdiği hükümlere uygun olarak tespiti ile ölçümlemesi yapıldıktan sonra yeniden bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisine Mera Komisyonları yetkilidir. Çünkü sonraki dönemlerde mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma iddiaları ancak Mera Kanununun 21/1 maddesi gereği özel sicildeki kayda göre ispatlanabilir. O yüzden hak sahibi olabilmek için öncelikle lehe tahsis kararı bulunmalıdır.
Kuşkusuz, Mera Komisyonları Kanunun 5.maddesine göre mera, yaylak ve kışlak kapsamına alınan bir yerin bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisini gerçekleştirirken yasanın öngördüğü kıstasları aramak ve tahsisi bu ölçülere uygun yapmak zorundadır. Bu konudaki Mera Kanununun 11. maddesi hükmü “Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma hakkı bulunur” 12. madde hükmü ise; “Komisyon, 11 inci maddeye göre belirlenen ihtiyacı karşılayacak miktarda mera, yaylak ve kışlaklar ile bunlarla ilgili sulama ve geçit yeri olarak tespit edilen alanları halkın ortak olarak yararlanmaları amacıyla, o köy veya belediye tüzel kişiliğine tahsis eder ve tahsis kararı valiliğin onayına sunulur. Bu kararda tahsis edilen yerin niteliği, miktarı, sınırları, hayvan sulama ve geçit yerleri, tahsis amacı, otlatma kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma hakkı ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilir…” şeklindedir. Görülüyor ki Mera Kanunu, komisyonca tahsis işlemi gerçekleştirilirken kadim yararlanma biçimini veya mera, yaylak ve kışlakların hangi köy veya belediyenin idari sınırları içinde ise o köy veya belediyeye tahsis edilmesi gerektiğini bir ölçü olarak kabul etmemiştir. Mera Kanunu’nun tahsis için kabul ettiği kıstas o köy veya belediyenin mera, yaylak ve kışlaklara olan ihtiyacıdır. İhtiyaç unsurunun belirlemesi yapılırken gözetilmesi gereken ölçütlerin neler olduğu de özellikle
yasanın 11. maddesinde sıralanmıştır. Öte yandan ihtiyaç tespiti yapılırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenen normların dikkate alınması da zorunludur.
Mera Kanununa ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Davacı köy tüzel kişilerinin dayanmakta olduğu ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/62 esas sayılı dosyasında davacılardan ... Köyü Tüzel Kişiliğinin 26.01.1998 tarihinde diğer davacı ... halkından olan gerçek kişiler aleyhine köy merasına kalıcı konut yaptıkları iddiası ile tecavüzünün önlenmesi ve kal ile zilyetliğin iadesi talebinde bulundukları, “…dava konusu yerin köy merası mahiyetinde köylüler tarafından hayvan otlatılarak kullanıldığı…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, bu davada davalı ... Belediyesi ile davalı Hazine’nin taraf olmadıkları anlaşılmaktadır.
Dosya içerisindeki ... Tarım İl Müdürlüğünün 18.11.2005 tarihli cevabi yazılarında çekişmeli yerin mera komisyonunun 11.11.2005 tarihli ve 26 no’lu kararı ile mera olarak değerlendirilebilir yerlerden olmadığına karar verildiği bildirilmiştir.
... Tarım İlçe Müdürlüğünün 05.02.2010 tarihli 577 sayılı cevabi yazıları ekindeki ziraat mühendisi ...’ın düzenlendiği aynı tarihli raporda ise dava konusu arazinin Yeşilyazı Köyü Mera Kütük kayıtlarında yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde mera olarak görülmediği, söz konusu tespit dışı arazinin bulunduğu, ... ve ... Köylerinde 4342 sayılı Mera Kanunu gereğince mera tespit, tahdit ve tahsis işlemlerinin devam ettiği belirtilmiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; yörede 4342 Sayılı Mera Kanununa göre kurulan komisyon çalışmalarının devam ettiği anlaşılmaktadır. Ancak komisyon çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediği belli değildir. Yukarıda belirtildiği üzere komisyon çalışmaları kesinleşmiş ve dava konusu edilen taşınmaz hakkında komisyonca bir karara varılmışsa, işleme esas belgeler il mera komisyonundan getirtilmeli, komisyon çalışma sonuçlarında uygulamanın ne olduğu üzerinde durulmalı, gerekirse yeniden keşif yapılmalı ve uyuşmazlık bunun sonucuna uygun bir hükme bağlanmalıdır.
Değinilen yön bir yana bırakılarak, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.