Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı Hazine, dava konusu taşınmazların, Bayındırlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Finike Belediyesine devredilmesinin karara bağlandığını ve bunun akabinde Finike İskelesi ve balıkçı barınağının 15.10.1985 tarihinde devir teslim tutanağı düzenlenerek Belediyeye devredildiği, buna göre Belediye tarafından inşaat yapılması halinde işe başlamadan DLH 8.Bölge Müdürlüğünden muvafakat alınması gerektiği halde izin alınmadan lokanta, dükkan vs. gibi inşaatlar yapıldığını, birleşen dava ile de, bu yerlerin Belediye tarafından kiraya verildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve bedel isteğinde bulunmuştur.
Davalı Belediye, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden ve eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dalgakıran, fener, betonarme iskele, kargir iskele binası, rıhtım ana dalgakıran ve fener vasfındaki dava konusu 58 ada 2 parsel, 114 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların, Bayındırlık Bakanlığının uygun görüşleri ile protokole bağlanarak Finike Belediyesine devrinin karara bağlandığı, akabinde iskele ve balıkçı barınağının devir teslim tutanağı düzenlenerek Belediyeye devredildiği anlaşılmaktadır.
Birleşen davalar ile davacı Hazinenin, davalı Belediyenin devir sözleşmesinde öngörülen koşulları yerine getirmeksizin (inşaat yapılması halinde muvafakat alınacağı halde izin alınmadığı vs.) inşaatlar yapıldığını ve kiraya verildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Her nekadar, mahkemece dava reddedilmişse de; hükme yeterli bir araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, 3621 sayılı Yasanın 6.maddesinde;"Kıyı herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz, duvar, çit, parmaklık ve tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz..." denildikten sonra ve aynı yasanın 6/a-b-c ve d bentlerinde kıyıda uygulama imar planı kararı ile ne tür tesislerin yapılabileceği belirtilmiş, bu yapı ve tesislerin yapının amaçları dışında kullanılamayacağı da açıklanmıştır.
Öte yandan, dosyada bulunan 15.10.1985 tarihli tutanakta;"... betonarme iskele balıkçı barınağı ve arka saha olarak denizle Finike-Kaş karayolu arasındaki mahal mevcut durum ve bütün hak ve vecibeleri ile Bayındırlık İskan Bakanlığınca Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü uhdesinden alınarak "devir şartları" 4 ayrı madde halinde gösterilerek Finike Belediyesi Tüzel Kişiliğine teslim edildiği, teslim edilen karakteristikler listesi ve genel vaziyet planının anılan tutanağın eki sayıldığı 23.10.1998 tarihli "geçici devir teslim tutanağı" ile "Finike Barınma yeri turizm yat limanı inşaatı" işi kapsamında yapımı tamamlanan tutanak ekindeki genel vaziyet planı ve karakteristik listesinde belirtilen kısımların Finike Belediyesince geçici devirle teslim edildiği hususlarının eki karakteristikler listesi ve genel vaziyet planında gösterildiği belli ise de; taraflar arasındaki 1998 tarihli geçici devir sözleşmesi yapılmış olması, önceki yapılanlara muvafakat edildiği anlamını taşımayacağı gibi, yine Belediye ile dava konusu yerde kiracı olduğu anlaşılan "Tur-Yat turistik yatırım hizmetleri A.Ş." arasında idare mahkemesinde görülen (2003/382 E. sayılı) dava derdest olup, eldeki dava sonucunu etkileyip, etkilemeyeceği hususunda da bir değerlendirme yapılmış değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda belirlenen olguların birlikte değerlendirilerek dava konusu yerdeki tesislerin 1985 tarihli protokole uygun olup, olmadığı gerekli izinlerin alınıp, alınmadığı ve 3621 sayılı Yasanın 6/a-b-c ve d bentlerinde gösterilen yapı ve tesislerden olup, olmadığı ve yapım amaçları dışında kullanılıp, kullanılmadığının yapılacak soruşturma sonucu belirlenerek ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetenilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.