Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/15674
Karar No: 2019/4285
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/15674 Esas 2019/4285 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/15674 E.  ,  2019/4285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün iki taraf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı-birleşen 2009/635 Esas sayılı dosyada davalı ... Acar vekili; evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına kayıtlanan 42228 ada 7 parselin, 5034 ada 5 parselde bulunan 1 ve 5066 ada 18 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümler ile 38124 ada 11 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirlerle katkı sağladığını ileri sürerek, dava konusu 4 parça taşınmaz için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ve taşınmazlardan elde edilen kira gelirlerinden şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL alacağın davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiş, 14.07.2010 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile istek miktarını 67.870,00 TL"ye çıkardıklarını belirtmiş, 20.01.2010 tarihli oturumda da 42228 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin esasen herhangi bir davalarının söz konusu olmadığını açıklamış, birleşen 2017/778 Esas sayılı dosyada davacı vekili, eldeki davaya ilave olarak ek dava açmak suretiyle 139.315,31 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir
    Davalı-birleşen 2009/635 Esas sayılı dosyada davacı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, 2009/635 Esas sayılı dosyada dava dilekçesinde, 192 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 14 nolu bağımsız bölüm nedeniyle 2.500,00 TL"nin"dan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacı kadının katkı payı alacacağı davasının kabulüne, 67.870,00 TL"nin tahsiline, birleşen 2009/635 Esas sayılı dosyada davacı erkeğin davasının reddine dair verilen ilk kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Daire"nin 07.04.2011 tarihli ve 2010/5598 Esas, 2011/1992 Karar sayılı ilamı ile birleşen 2009/635 Esas sayılı dosyada verilen kararın onanmasına, asıl davaya ilişkin olarak Mahkemece ilk istek miktarının ne olduğu ve ıslahla artırılan miktarın ne kadarının bu iki taşınmaza ilişkin bulunduğu gibi hususlar dikkate alınarak taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunda bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu tüm taşınmazların hukuki durumları aynı imiş gibi değerlendirme yapılarak tüm taşınmazlar bakımından zamanaşımı itirazının reddi ile yazılı biçimde kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek bozulmuş, ilk bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda davanın 100,00 TL"lik kısmının kabulüne, diğer kısım yönünden zamanaşımı defi kabul edilerek reddine karar verilmiş, hükmün vekili tarafından temyizi üzerine Daire"nin 02.07.2013 tarihli ve 2012/10275 Esas, 2013/10341 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazlar yönünden zamanaşımı süresi dolmadığına göre talep konusu 38124 ada 11 parsel sayılı kargir ev nitelikli taşınmaz hakkında davacının katkı payı alacağı ve katkı oranı bulunurken tarafların mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözönünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi, dava konusu 5066 ada 18 parsel de 4 nolu bağımsız bölüm ve 5034 ada 5 parsel de 1 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazların edinilmiş mal kabul edilmesi gerektiğine göre, TMK"nin 202, 219, 229, 231, 232, 235/2 ve 236/1. maddeleri gereğince davacının katılma alacağının hesaplanması, bu iki taşınmazın tasfiye tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenmek suretiyle yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ile kanun maddeleri çerçevesinde davacının katkı payı ve katılma alacağının belirlenmesi gerektiği, dosya kapsamına uymayan düşüncelerle usul ve kanuna aykırı bir şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek bozulmuş, 2. bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Mahkemece asıl davanın kabulüne, 38124 ada 11 parsel, 5034 ada 5 parsel (1 nolu bağımsız bölüm), 5066 ada 18 parsel (4 nolu bağımsız bölüm)"in edinilmesinden dolayı (11 parsel için 8.370 TL, 18 parsel için 32.500 TL, 5 nolu parsel için 27.000 TL olarak ıslah edilen miktarla birlikte) toplam 67.870.00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (38124 ada 11 nolu parsel için ilk talep 100,00 TL olduğundan 100,00 TL için 09.08.2006 tarihinden, ıslah edilen 8.370 TL alacağın ise ıslah tarihi olan 07/12/2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline ); birleşen 2009/635 Esas sayılı dosyada davanın kısmen kabulü ile 5066 ada 18 parsel yönünden 62.500,00 TL, 32124 ada 11 parsel yönünden 45.487,54 TL olmak üzere toplam 107.987,54 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, 5034 ada, 5 nolu parsel yönünden alacak talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.
    1. Asıl dava yönünden; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacı vekilinin asıl davaya ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı tarafça dava konusu taşınmazlara yönelik talep miktarı 14.07.2010 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile toplam 67.870,00 TL olarak ıslah edildiği halde, hükümde ıslah tarihinin 14.07.2010 yerine 07.12.2010 olarak yazılması doğru değildir.Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir (HUMK mad. 438/7, HMK mad. 370/2).
    3. Birleşen dava yönünden davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı vekili, HUMK"un yürürlükte olduğu dönemde açılan asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle istekte bulunmuş, yine asıl davada 14.07.2010 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan davayı ıslah etmiş, bozmadan sonra bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacının alacağının yüksek hesaplanması üzerine davacı vekili davaya ilave olarak ek dava açmak suretiyle talepte bulunmuş ve her iki dava dosyası birleştirilmiştir.
    Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için, gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra, ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine, kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması da kural olarak mümkündür.
    Bir davanın kısmi dava mı, yoksa tam dava mı olduğu, özellikle dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde, “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulup tutulmadığı” ile ilgilidir. Davacı bu ya da benzeri ifadeleri kullanmışsa, “kısmi dava” açtığı sonucuna varılır. Davacının bu yolda bir beyanda bulunmaksızın açtığı dava ise bir “tam dava”dır. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması halinde, geriye kalan haktan zımnen feragat edilmiş sayılır.
    Hemen belirtilmelidir ki, kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olan davacının, dilerse, ek dava açmak yerine, saklı tuttuğu alacak bölümü için o (kısmi) dava içerisinde harcını yatırmak suretiyle, ıslah yoluyla talepte bulunabilmesi de mümkündür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 tarihli ve 2003/9-76 Esas, 126 Karar sayılı; 18.04.2007 tarihli ve 2007/15-126 Esas, 210 Karar sayılı Kararları).
    Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş, ancak 14.07.2010 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile talep miktarını toplam 67.870,00 TL"ye yükseltmiş, anılan ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını ise saklı tutmamıştır.
    Eldeki davanın yargılaması sırasında bilirkişi raporları esas alınarak harcı yatırılmak suretiyle 25.10.2017 tarihinde ek dava açılmış, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle davalar birleştirilmiştir. O halde; yukarıda izah edildiği üzere ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmayan davacı tarafça fazlaya ilişkin kısım, ek dava ile de talep edilemeyeceğinden, 2017/778 Esas numarasında kayıtlı iken birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Temyiz olunan asıl davaya ilişkin hükmün yukarıda (2) nolu bentte gösterilen sebeplerle hüküm fıkrasının 1. bendinin son satırındaki ""07.12.2010 tarihinden" ibaresinin çıkarılarak yerine ""14.07.2010 tarihinden"" ibaresinin yazılarak eklenmesine, HMK"nin 370/2. (HUMK"un 438/7) maddesi uyarınca hükmün bu bölümünün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı ... vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda (3) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, asıl davaya ilişkin davalı ... vekilinin tüm, davacı ... Acar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, bozma nedenine göre davacı ... Acar vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 3.003,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.633,00 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi