(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/24637 E. , 2013/19455 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, uzun yıllardır yurtdışında yaşadığını, davalının da Türkiye"de ticaretle uğraştığını, davalının 1998 yılında kendisinden borç istemesi üzerine Fransız Bankası"ndan kredi çekerek, 09.09.1998"de davalıya 600.000 Fransız Frangı gönderdiğini, davalının bu borcu 2 yıl içinde ödeyeceğini söylemesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının delil olarak gösterdiği banka dekontunun tek başına borcun varlığını ispatlayamayacağını, dekontun açıklama kısmının boş bırakıldığını, davacı ile bugüne kadar bir kereye mahsus olmak üzere alacak borç ilişkisi olduğunu, bu ilişkinin de banka çekleri ve 1 adet bononun karşılığı olan 71.090,00 TL yı davacının o dönemdeki avukatına ödemesi ile 2003 yılında son bulduğunu, açılan davanın sözünü ettiği alacağa dayanmakta ise davacının talebinin mükerrer bir alacak olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının, bahse konu gönderinin daha önceden verilmiş bir paranın iadesi şeklinde olduğu yönünde bir savunmada bulunmadığı, yapılan kısmi ödemelerin de sözkonusu ödemeye mahsuben yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya banka havalesi yoluyla ödünç verdiğini ileri sürerek alacağının tahsili için eldeki davayı açmış, davalı ise davacı ile aralarında sadece bir kez borç ilişkisi kurulduğunu, bu ilişkinin de banka çekleri ve bono ile ödenerek 2003 yılında son bulduğunu savunarak eldeki davaya ilişkin akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Nitekim davacı vekili de 23.12.2011 tarihli beyan dilekçesinde; davalının yaptığı ödemelerin müvekkilinin davalıya göndermiş olduğu para ile ilgili olmadığını, bu ödemelerin, davalı ile kardeşleri ve yeğenlerinin ortak olduğu..... Aş"ye davacı tarafından verilen borç paranın ödenmesi ile ilgili olduğunu kabul etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü, onu iddia eden davacıya aittir. Davada dayanılan havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiği yazılı olmadığından, söz konusu dekont, ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez. HUMK’nun 288. maddesi gereğince miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. O halde davacı iddiasını yasal delillerle ispat edememiştir. Ne var ki dava dilekçesinde “diğer yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan bu konuda davacıya, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 445,50 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.