
Esas No: 2011/8677
Karar No: 2011/10303
Karar Tarihi: 13.10.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8677 Esas 2011/10303 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2009
NUMARASI : 2007/61-2009/110
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı olduğu 13 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini, taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, eski hale getirilmesine, ecrimisile, bu mümkün olmadığı takdirde payının muhik bir tazminat karşılığında davalı adına tesciline ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu parselin imar uygulaması ile oluştuğunu, yapının imar uygulamasından önce yapıldığını, haksız müdahale sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın imar uygulaması ile oluştuğu, taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil olmadığı taktirde taşınmazdaki payın tazminat karşılığı davalı adına tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 51 sayılı kadastral parselde, davacı, davalı ve dava dışı kişiler paydaş iken, davalının kadastral parsele bina yaptığı, 2003 yılında yapılan imar uygulaması ile davalıya ait binanın tümünün 13 sayılı imar parselinde bırakıldığı ve tarafların bu parselde paydaş kılındıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
Bu durumda, somut olayda 3194 sayılı Yasa"nın 18.maddesi hükümlerinin gözetilmesi gerekeceği, bina bedeli ödenmedikçe davalının binayı kullanmakta hakkı olduğu ve ecrimisilden de sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, bina bedelini depo etmesi için davacıya süre verilmesi, depo ettiği takdirde payı oranında elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabul tarzı itibariyle de, davacı dava dilekçesinde terditli olarak payının tazminat karşılığında davalı adına tescili isteğinde bulunmasına rağmen, bu istek yönünden değerlendirilme yapılmaksızın karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.