Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2423
Karar No: 2013/6091
Karar Tarihi: 18.04.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2423 Esas 2013/6091 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/2423 E.  ,  2013/6091 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.07.2009 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_
    Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 938 parsel sayılı taşınmazı için sulamada kullandığı kaynak suyuna, davalının temel kazması sırasında elatması sonucu taşınmazındaki meyva ağaçlarının kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek davalının suya elatmasının önlenmesi ile 3000 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili, kaynaktaki suyun azalmasının temel kazısıyla ilgisi olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 756. maddesinde Kaynakların, arazinin bütünleyici parçası olduğu, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği hükmü yer almıştır.
    Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir.
    Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
    Uygulamada kaynak; “ yeraltı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yeraltı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış,
    drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yeraltı suyu olarak kabul edilir.
    Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/2).
    Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20 nci maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu 1-6. madde).
    Somut olayda dava konusu su, tapulama harici bırakılan yol boşluğundan çıktığından genel sudur. Genel sulardan kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Mahkemece 26.01.2012 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, jeoloji mühendisi 29.02.2012 tarihli raporunda dava konusu kaynaktan, mevsimsel yağışlara bağlı olarak su geldiğini, tam olarak kurumuş kaynak izine rastlanmadığını, daha sağlıklı sonuç alabilmek için mevsimsel yağışların olmadığı temmuz veya ağustos aylarında keşif yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bu durumda mahkemece mevsimsel yağışların olmadığı ve suların en az olduğu dönemde (ağustos ayında) mahallinde ziraatçi bilirkişi ve jeoloji mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, dava konusu kaynağın kuruyup kurumadığı, kurumuş ise bunun sebebleri ayrıntılı olarak araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi