Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4345 Esas 2013/6086 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4345
Karar No: 2013/6086
Karar Tarihi: 18.04.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4345 Esas 2013/6086 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/4345 E.  ,  2013/6086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.05.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek 19 sayılı parsel lehine, 20 sayılı parsel aleyhine geçit irtifakı kurulmuştur.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu
    olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Somut olaya gelince, mahkemece geçit kurulan güzergah davalı parselini ikiye bölmekte ve aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmaktadır. Dava konusu 20 parsel sayılı taşınmazda fenni bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen ve dosyada mevcut fotoğraflara göre basit bir yapı olduğu anlaşılan garaj nedeniyle, kurulan geçitin taşınmazı ikiye böldüğü anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle 20 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen garaj niteliğindeki basit yapının maliyeti hesaplanarak davacı açısından da ağır bir külfet oluşturmayacaksa buradan geçecek şekilde davalı taşınmazın güney sınırından geçit tesis etmek, bu mümkün olmadığı veya ağır külfete sebep olduğu takdirde fen bilirkişisi krokisinde yeşil renkle ve (B) harfi ile gösterilen güzergah üzerinden veya tespit edilecek başkaca uygun güzergah üzerinden geçit kurulmasını değerlendirmek olmalıdır. Mahkemece, eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.