17. Hukuk Dairesi 2014/24152 E. , 2015/5447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait olup davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın 15/09/2011 tarihinde kaza yaptığını, davalının 61.500 TL kasko bedelini ödemediğini, ayrıca aylık 6.000 TL yoksun kalınan gelir kaybı olduğunu ileri sürerek, 67.500 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, rizikonun 5 günlük ihbar süresi geçtikten sonra müvekkiline bildirildiğini, kazanç kaybının kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 60.500,00 TL tazminatın 09/12/2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-..Şartlarının B.3.3.2.2. maddesinde “Onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı ..
zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur” hükmü düzenlenmiştir.
Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere, davalı sigorta şirketi, meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigortalı araç hurdası, sigorta ettireni tarafından kendisine verilmesi istenmedikçe, sigortacı tarafından davacı sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp, hurda bedelinin tazminattan düşülmesi olanaklı değildir. Zira kasko sigortasında asıl olan amaç, zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır.
Bu durumda, davacı vekilinin 08.05.2013 tarihli celsede seçimlik hakkını aracın hurdasının davalı sigorta şirketinde bırakılması yönünde kullanmasına göre, mahkemece, davacının uğradığı zararın tümüne hükmedilmesi isabetli ise de, araç hurdasının davalı sigorta şirketine teslim edilmesi gerektiği hususuna hükümde değinilmemesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde “60.500,00 TL’nin” ibaresinden önce gelmek üzere “Aracın davalı sigorta şirketine teslimi kaydıyla” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.