10. Hukuk Dairesi 2015/6556 E. , 2015/8630 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacı, davalı işyerinde 13.07.2013-20.09.2013 tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında; davalı olarak gösterilen ..."nin tüzel kişiliğinin, dolayısıyla taraf ve dava ehliyetinin bulunmadığı,
işverenin ünvanının ... Otelcilik Turizm ve Gemi İşletmeciliği A.Ş. olduğu ve davanın ... Otelcilik Turizm ve Gemi İşletmeciliği A.Ş. vekilince takip edildiği anlaşılmış olmakla karar başlığında ticaret ünvanının hatalı yazılması isabetsizdir.
3-Yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde sayılarak, ğ bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir. 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.
Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır (HMK m. 326/2). Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Mahkemece, davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinden ve davalı taraf aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinden yalnızca davalı şirketin sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Gerekçeli karar başlığındaki ""1. ..."" sözcüklerinin silinerek yerine "" 1. ... Otelcilik Turizm ve Gemi İşletmeciliği AŞ "" sözcüklerinin yazılmasına; hükmün vekalet ücretine ilişkin 4. fıkrasında yer alan "davalı .. ... Otel isimli iş yerinden alınarak kendisine verilmesine," sözcükleri silinerek yerine "davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," sözcüklerinin yazılmasına; 5. fıkrasında yer alan "davalı ... Otel isimli iş yerinden alınarak" sözcüklerinin silinerek yerine "davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak" sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.