17. Hukuk Dairesi 2014/15912 E. , 2015/5409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın, seyir halinde bulunduğu sırada davalı şirketçe yapılan yol çalışması sırasında açılan çukura düşmesi sonucu hasarlandığını belirtip, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili yetki ve zaman aşımı itirazında bulunup, kusur oranı ve talep edilen tazminat tutarını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile ..İcra Müdürlüğü"nün 2012/1292 sayılı icra takip dosyasında asıl alacağın 5.510,09 TL, işlemiş faizin de 338,26 TL"ye indirilmesi suretiyle toplam 5.548,35 TL üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde müvekkili şirketin davalının maliki ve /veya sürücüsü olduğu 11 VD 128 plakalı aracın seyir halinde iken karıştığı kaza nedeniyle kazadan zarar gören dava dışı 3. kişilere 6.725,63 TL tazminat ödediğini bildirerek ödemiş olduğu miktarın davalıdan tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istenmiştir. Ancak davanın, icra dosyası, davalı firmaya gönderilen 29.08.2011 günlü yazı ve olayın oluşuna ilişkin kaza tutanağından davacının 11 DV 128 plakalı aracın kasko sigortacısı olduğu, aracın davalı tarafından yol çalışması sırasında açılan 2 metre derinliğindeki bölüme düştüğü, uğranılan araç hasarı nedeniyle sigortalıya ödendiği ileri sürülen tazminatın davalı firmadan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu kanaati gerçekleşmekte olup, kasko sigorta poliçesi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinden dava dilekçesi ve ekindeki belgeler ve icra dosyasına göre davanın açıklattırılması, trafik sigortası ve kasko poliçeleri getirtilip, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de;
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak ..Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/361 esas sayılı ceza dosyasında ve cumhuriyet savcılığı aşamasında alınan bilirkişi raporlarında araç sürücüsünün asli, yol yapım çalışması yapan firmanın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiş, dosya arasındaki kaza tutanağında yol yapım çalışması yapan firmanın tam kusurlu, araç sürücüsünün kusursuz, dosyamızda alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda ise araç sürücüsünün % 30 , yol yapım firmasının ise % 70 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporları ile kaza tespit tutanağındaki ve dosyamızda alınan bilirkişi raporları arasındaki kusur oranı yönünden çelişkiler giderilmeden ve yine hükme esas alınan rapordaki davalının % 70 kusuruna göre hüküm kurulduğu belirtildiği halde anılan raporda tespit edilen toplam zarar tutarı 5.510,09 TL’den kusur indirimi yapılmaksızın hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi veya
bilirkişi kurulundan dosya arasına .. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/361 esas sayılı dosyası da getirtilerek ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporları, kaza tespit tutanağı, tanık beyanları, dosyadaki bilirkişi raporu ve tüm delillerin irdelendiği tarafların olaydaki kusur durumları arasındaki çelişkiyi giderici nitelikte kusur durumu ile hasar miktarı ve işlemiş faiz yönünden bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından anılan rapordaki mahkemece benimsenen kusur oranı da indirilmeyerek yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.