Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2098
Karar No: 2021/1654
Karar Tarihi: 14.04.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/2098 Esas 2021/1654 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)15. Hukuk Dairesi         2021/2098 E.  ,  2021/1654 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    BİRLEŞEN DAVA :2014/406 E-2014/324 K

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm asıl ve birleşen davada davalı ...Ş. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


    - K A R A R -

    Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 2010/35, 2010/38, 2010/41 no lu sözleşmelerin yapıldığını, davanın temel dayanağı olan hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3.1. maddesinde tanımlanan ana hizmet kavramının ayrılmaz bir parçası olan kaçak elektrik kullanan abonelerin BEDAŞ"a bildirilmesinin neticesi olarak ödenmeyen ihbarlara ilişkin alacak olduğunu, müvekkili firmanın gerek sözleşme gerekse teknik şartnamedeki yükümlülükleri gereğince endeks okuma ihbar fişi doldurarak kurumu bir anlamda önce zarardan kurtarmak daha sonra da gelirini artırmaya yönelik olarak yapmış olduğu bu işlemde tamamen sözleşmedeki kaçak ihbarı tamamlamış olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında ifası yapılan hizmet sözleşmelerinden 2010/35 no.lu sözleşmeden 128.796,20 TL, 2010/38 no.lu sözleşmeden 25.491,90 TL, 2010/41 no.lu sözleşmeden 180.993,00 TL olmak üzere 335.281,10 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 2010/35, 2010/38 ve 2010/41 no.lu sözleşmelerin yapıldığını, sözleşmelerin 5. maddesinde belirtildiği üzere konunun alçak gerilimden beslenen müşterilere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, fatura / fatura bildirimi tanzimi ve müşteriye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin olduğunu ve bu sözleşmelerden kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu belirterek, taraflar arasında ifası yapılan hizmet sözleşmelerinden 2010/35 no.lu sözleşmeden 114.102,78 TL, 2010/38 no.lu mütevellit 78.524,88 TL, 2010/41 no.lu sözleşmeden 33.108,18 TL olmak üzere ceman 225.735,84 TL alacağımızın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kabulü ile, 335.281,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 215.956,65 TL"nin dava tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13.03.2018 tarihli ve 2015/9361 E.- 2018/2158 K. sayılı ilamıyla, mahkemece verilen karar da davacı kısmında temlik alan ve temlik eden yazılmış ise de hükmün fıkrasında hükmedilen meblağın davalıdan tahsiline denilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulduğu, temlikin mahkemece geçerli kabul edilip edilmediğinin anlaşılamadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, sözleşmenin tarafı olan davacı Aran İnş.Ltd.Şti"nin temlikten vazgeçtiği ve davayı kendisinin takip ettiği, asıl dava yönünden davacı ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca davacının üzerine düşen edimlerini yerine getirdiği, birleşen dava yönünden taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen 7011 ve 7012 kodlarına ilişkin davacı ediminin yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça davacıya ödeme yapılmadığı, buna göre 6098 sayılı Yasa"nın 97. (818 sayılı Yasa"nın 81) maddesi uyarınca kendi edimini ifa eden davacının davalıdan karşı edimini ifa hakkı doğduğu, davacı tarafça ifa edilen edimin üzerinden geçen süre dikkate alındığında davalı tarafın kendi edimini ifa için gerekli olan makul süreyi aştığı, davacıya edimini ifa ederken usulsüzlük yaptığına ilişkin herhangi bir ihtar, ikaz ve ceza da tahakkuk etmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
    Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Delil sözleşmesi niteliğindeki KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde, yukarıda yazılı genel şartname hükümlerine dayalı olarak, asıl ve birleşen davada davacının hak edişe usulüne uygun olarak itiraz etmediği, ihtirazi kayıt koymadığı savunulmuş olup; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin konuya ilişkin savunmasından müvekkilinin asıl ve birleşen davaya konu hak edişlere itiraz etmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen davada davalı yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi