19. Hukuk Dairesi 2018/3845 E. , 2020/754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından çeke dayalı olarak davacıya yönelik kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ancak takibe dayanak çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ve tahrifat altına atılan parafın davacıya ait olmadığını iddia ederek takip konusu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çekte yapılan değişiklerin davacı keşideci tarafından paraf edildiğini, bu nedenle çekin geçerli olduğunu, paraf ile davacının imzasının benzer olması nedeniyle davalının kötüniyetli sayılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve adli tıp grafoloji uzmanından alınan bilirkişi raporuna göre, takibe dayanak çekin keşide tarihinin değiştirildiği ve altına atılan parafın davacının eli ürünü olmadığı sonucuna varılarak, bu gerekçeyle davanın kabulüne, icra dosyasına konu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesiyle Dairemizin 2015/4711 esas ve 2015/15671 karar sayılı ve 26.11.2015 tarihli ilamıyla “1- ... davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; hamiline düzenlenmiş olan dava konusu çekin arkasında ilk cironun dava dışı ... Otomotiv şirketine, sonraki cironun ise hamil olan davalı bankaya ait olduğu, davacıyla davalı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı keşideci 6762 sayılı TTK"nun 644. maddesi (6102 sayılı TTK"nun 732. maddesi) uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece bu olgular ve kanuni düzenleme gözetilerek davacı keşideciye sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama imkanı tanınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davacıya sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama imkanı tanınmış olup, mahkemece davacının dayandığı tanıklar dinlenmiş ve tanık beyanları gözönüne alınarak davacının dava konusu çek nedeniyle herhangi bir mal ya da hizmet almadığı, davacının sebepsiz zenginleşmediğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra dosyasına konu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmek suretiyle yeniden yapılan yargılama sonucu hüküm kurulmuş ise de, mahkemece Dairemizin bozma ilamı gereği yerine getirilmemiştir. Zira, davacı keşideci ile davalı hamil arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmayıp bozma ilamında da belirtildiği gibi davacının davasının kabulü için 6762 sayılı TTK’nun 644. maddesi(6102 sayılı TTK’nun 732. maddesi) uyarınca bu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerekir. Oysa ki Dairemizin bozma kararı sonrası davalı taraf iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinletmiş ve mahkemece dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki davacı tarafından iddia olunan hususun tanık deliliyle ispatı mümkün değildir. Açıklanan nedenle bozma ilamının yorumlanmasında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.