16. Hukuk Dairesi 2017/2876 E. , 2020/5161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, iddiasına konu kısmın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen raporda kırmızı renk ile taralı olarak gösterilen 167,99 metrekare yüzölçümündeki alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın davacıya ait olup, üzerine 20 yıl öncesinde kargir bina yapıldığı ve bu şekilde zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ile davacı tanıkları, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının murisi Halil Korkmaz’a ait özel harman yeri olup, bu taşınmazı 1992-1993 yıllarında davacıya hibe ettiğini, davacının taşınmaza 1993 yılında ev yapmak üzere hali hazırdaki briket duvarları ördüğünü, ancak evi tamamlamadan bu yerden taşındığını, o tarihten beri de taşınmazın bu şekilde kaldığını beyan etmişler; inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde tek katlı yarım inşaat bulunduğu, yapı dışındaki kısımların ise boş halde olduğu belirtilmiş; diğer yandan rapor eki fotoğrafların incelenmesinden, taşınmaz üzerinde yıpranmış vaziyette üzeri açık, penceresiz, boyasız duvar bulunduğu, taşınmazın kalan kısmının ise boş, kullanılmamış vaziyette olup, etrafınının da çevrelenmediği anlaşılmıştır. Şu halde, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile davacı tarafa ait olduğu beyan edilmekle birlikte, gerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına gerekse de bilirkişi raporlarına göre, taşınmaz üzerinde hali hazırda her hangi bir zilyetlik bulunmadığı, taşınmazın üzerine 20 yılı aşkın süre önce duvar yapıldıktan sonra bu haliyle bırakılıp, var olduğu belirtilen zilyetliğin terk edildiği, dolayısıyla, çekişmeli taşınmaz bölümünde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediyelere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.