20. Hukuk Dairesi 2014/5103 E. , 2014/7940 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 23.12.2009 tarihli dilekçesiyle, ada 5 sayılı parseli 1999 yılında iyi niyetle tapuya güvenerek satın aldığını ve elinde bulundurduğunu, satın aldığı tarihte tapu kaydında, parselin orman ve 2/B"lik yerler ile ilgisini belirten bir kısıtlama bulunmadığını, daha sonra Hazine tarafından taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu iddia ederek, tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle açılan davanın kabulüne, parselin tapu kaydınının iptaline ve bu nitelikle adına tesciline ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2008 gün ve 2009/15957-15537 sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.06.2009 gün ve 2009/7611-10736 sayılı kararı ile onanıp karar düzeltme isteminin de aynı Dairenin 23.10.2009 gün ve 2009/15957-15537 sayılı kararı ile ret edildilerek kesinleştikten sonra tapu kaydının iptal edilip Hazine adına tescil edildiğini, tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 100.000,00.- TL"den aşağı olmamak üzere taşınmazın değeri ve tapu iptal dosyasında ödediği giderlerin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte daval alınarak kendisine verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ve 100.000,00.- TL. tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına ilişkin verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.10.2011 gün ve 2011/3014-2011/11892 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “... taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Daire bozma kararına karşı, davalı tarafından karar düzeltme kanun yoluna başvurulmuş ve Dairece 25.09.2012 gün 2012/4967-10598 sayılı karar ile “...Tapusu iptal edilen taşınmazın, 6292 sayılı Kanunun sözü edilen hükümlerine göre tekrar tapu sahibine iade edilmesi halinde, davacı tarafın zararı izale edilip, tazminata hükmedebilmek için zorunlu unsur olan zarar gerçekleşmeyeceği için, taraflara kanundan kaynaklanan yetkilerinin kullandırılması ve sonucuna göre işlem yapılması...” gereğine değilerek Dairenin 20.10.2011 gün ve 2011/3014 - 11892 sayılı bozma kararı kaldırılmış ve mahkemece verilen karar bu gerekçeyle bozulmuştur.
-2-
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı tarafın 6292 sayılı Kanundan yararlanmak üzere idareye başvuruda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine, yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat istemine ilişkindir.
Hükmü temyiz eden davacı ..."in dosyaya ibraz edilen 11.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile, hükmü temyizden feragat ettiği belirlendiğine göre davacının feragatı nedeniyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.