Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11485
Karar No: 2014/14798
Karar Tarihi: 23.06.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/11485 Esas 2014/14798 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/11485 E.  ,  2014/14798 K.

    "İçtihat Metni"

    ESAS NO : 2014/11485
    KARAR NO : 2014/14798

    Davacı N.. K.. Vek.Av.M.E.K. ile davalılar 1- G. N.-G. Tur.Otel.San.Tic.Ltd.Şti., 2- A. İnşaat Taahhüt Nak. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Vek.Av.H.C.S., 3- Y.M. Gıda ve Tur.Paz.San.Tic.Ltd.Şti. Vek.Av.E.. G.. aralarındaki tazminat davası hakkında Marmaris 1 Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince verilen 24/01/2012 gün ve 2009/486-2012/35 Sayılı kararın Bozulmasına ilişkin Dairemizin 18/06/2013 gün ve 2012/15574-2013/12811 Sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    A) İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama yada bozma kararları ile, hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Bu açıklamalardan olarak; Dairemizin 18.06.2013 tarih 2012/15574E.-2013/12811K. Sayılı ilamında Yerel Mahkemenin 24.01.2012 tarihli hükmünün yalnızca davacı N.. K.. ile davalılardan Y. M.t Gıda ve Tur.Paz.San.Tic.Ltd.Şti tarafından temyiz edilmesine rağmen sehven davalı G. Tur.Otel.San.Tic.Ltd.Şti yönünden de hüküm oluşturulduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davacı vekilinin maddi hata talebi kabul edilerek Dairemizin 18.06.2013 tarih 2012/15574E.-2013/12811K. Sayılı Bozma kararının kaldırılması gerekmiştir.
    B)1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ile davalı Y. M. Gıda ve Tur.Paz.San.Tic.Ltd.Şti vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava 23.05.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece kusuru bulunmadığından bahisle davalılardan davalılar G.Turizm Otelcilik San Tic Ltd Şti’ne yönelik davanın reddine, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davalılar Y. M. Gıda Turizm Pazarlama San Tic Ltd Şti, A. İnşaat T. Nak. Tur. San. Tic. Ltd. Şti ile E.. G..’den tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili ile davalılardan Y.M. Gıda T. Pazarlama San Tic Ltd Şti vekilince temyiz edilmiştir.
    Yerel Mahkemece manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek, manevi tazminatın çok az takdir edilmesi isabetsiz olduğu gibi maddi tazminatın hesabında esas alınacak ücret ile bakım giderine ihtiyaç duyulan sürenin belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
    Davacının iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda, davacının % 30, asıl ve alt işverenler oldukları anlaşılan davalılar Y.M. G.Turizm Pazarlama San Tic Ltd Şti, A. İnşaat Taahhüt Nak. Tur. San. Tic. Ltd. Şti ile E.. G..’nün ise toplam olarak % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 20.000,00-TL manevi tazminatın çok az olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Maddi tazminata gelince; Mahkemece davacının olay tarihindeki ücretine ilişkin olarak Beyşehir Ticaret Odası tarafından bildirilen ve aynı tarihteki asgari ücretin 5,44 katı düzeyindeki ücretle yapılan hesaplamayı hükmüne esas almış ise de varılan bu sonuç hatalı olmuştur.
    Gerçekten, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması gerektiği ve gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda mahkemece gerçek ücretin ticaret odası tarafından bildirilen ücret olarak kabulü ile sonuca gidilmiş ise de varılan bu sonuç hatalıdır. Her şeyden önce davacı sigorta müfettişine verdiği imzalı beyanında asgari ücret ile çalıştığını beyan etmiştir. Davacının bu kabulünün onu bağlayacağı ve artık gerçek ücretinin asgari ücret olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği açıktır. Öte yandan ilgili meslek kuruluşu yerine yapılan işin niteliğine göre emsal ücret belirleyecek konumda olmadığı açık olan ticaret odası tarafından bildirilen ücretin emsal ücret olarak kabulü de hatalı olmuştur.
    Bunun yanında yardıma muhtaç olduğu belirlenen davacının tazminatının hesabında bakım giderinin dikkate alınması isabetlidir. Ancak bakıma ihtiyacın aktif çalışma süresi ile sınırlı olmadığı ve tüm yaşam boyu bu ihtiyacın bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca da aktif
    çalışma hayatı ile sınırlı biçimde 60 yaşa kadar bakım giderinin hesaplanması giderek pasif devrede de bakım gideri ihtiyacının bulunduğunun göz ardı edilmesinin hatalı olduğu ortadadır.
    Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacı ile temyiz eden davalı Y.M. Gıda Turizm Pazarlama San Tic Ltd Şti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    Mahkemenin kabul ve uygulama şekli bakımından ise; davanın reddi nedeniyle vekille temsil edilen davalılar yararına tek avukatlık ücretine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Zira hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesi “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü içermektedir. Oysa davalılardan G. T. O. San Tic Ltd Şti’ne yönelik dava, bu davalının inşaat işini anahtar teslimi verdiği ve olayda kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile reddolunmuştur. Hal böyle olunca aleyhine açılan davanın reddi sebebi davalılar A. İnş.Taah.Nak.Turizm San. ve Tic.Aş, Y. M. Gıda ve Tur.Paz.San.Tic. Ltd.Şti ile E.. G.."den farklı olan G.T. O.San Tic Ltd Şti yararına ayrı vekâlet ücreti verilmek gerekirken bu davalının vekalet ücretinin kendisini vekille temsil ettiren diğer davalılar vekalet ücreti içinde değerlendirilerek tek vekâlet ücretine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Dairemizin 18.06.2013 tarih 2012/15574E.-2013/12811K. Sayılı Bozma kararının kaldırılmasına,
    2-Mahkemenin 24.01.2012 tarihli hükmünün BOZULMASINA, 23/06/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi