10. Hukuk Dairesi 2015/5951 E. , 2015/8607 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıcının 11.09.1985 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin, aşağıdaki hususlar dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 108. maddesi olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, anılan Yasanın 60/G maddesinde, “bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” hükmü karşısında, davacının, aynı Yasanın geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi tescilinin bulunmadığı da nazara alınarak, 15.03.1968 doğumlu olan davacı yönünden, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 15.03.1986 tarihi olarak kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 108. (5510/38. maddesi) maddesine dayalı olarak açılan hizmet (Sigortalılık süresi başlangıcının tespiti) tespiti davalarında, işveren tarafından işe giriş bildirgesi yöntemince düzenlenerek süresinde davalı Kuruma verilmiş olup bu bildirgenin sigortalılık başlangıcına esas alınmaması konusunda işverenin davaya sebebiyet veren bir davranışından sözedilemeyeceği ve bu tip tespit davalarında işverene husumet yöneltilmesine gerek olmadığı Dairemizin yerleşik uygulaması olduğundan mahkemenin bu yöndeki kararında isabetsizlik olmamakla
birlikte gerekçeli karar başlığında gösterilmeyen ve davaya katılmayan işverenin harçtan ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. paragrafının 1 ve 2 nolu bentlerinin silinerek yerine, “Davanın kabulü ile davacının 506 sayılı Yasanın 60-G maddesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 15.03.1986 tarihi olduğunun ve 11.09.1985 tarihindeki bir günlük çalışmaya yönelik ödenecek sigorta priminin, prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine,
1-Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından ödenen harçların isteği halinde davacıya iadesine,
2-Davacının yapmış olduğu 81,70 TL tebligat posta giderinin davalı Kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.