13. Hukuk Dairesi 2016/31255 E. , 2019/10848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirketten 05/03/2010 tarihinde 0-900 cinsi 700 kök, ... Gold cinsi 70 kök kiraz fidanı satın aldığını, taşınmazına diktiğini, 2015 yılında fidanların meyve verdiğini ancak meyvelerin saplarının kısa olduğunu farkettiklerini, bu duruma kalitesiz fidanlarda karşılaşıldığını bildiği için Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/5 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, dosya içerisindeki bilirkişi raporunda yapılan sayım sonucunda 425 adet kiraz ağacının ismine doğru çeşit olmadığını ve davalı şirket tarafından düzenlenen faturada yazılı 70 adet ... türü ağacın ise taşınmazda hiç bulunmadığının anlaşıldığını, bu nedenle de maddi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30/03/2016 tarihinde talebini 27.911,87 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, sertifikaya uygun fidanlar sattıklarını, fidanların hangi parsele ne zaman ve hangi koşullarda dikildiğinin bilinmesinin mümkün olmadığını, bu fidanların tespite konu tarlaya dikildiğine dair davacının ispat yükü olduğunu, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, açılan davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyan etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, açılan davanın kabulüne, 0-900 cinsi 700 kök ağacın 5 yıllık masrafı ve mevcut zararı olan toplam 27.911,87 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalıdan aldığı fidanların cinsinin, sertifikalarında yazılı fidan cinsinden olmadığını belirterek bundan kaynaklı zararlarının tazminini talep etmiştir. Mahkemece, zirai bilirkişi kurulundan alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı rapora ilişkin itirazda bulunmuş ve ek rapor alınması talebinde bulunmuştur. Ancak, mahkemece bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olduğu görülmekle birlikte, özellikle bilirkişi raporunun da denetlenmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının zararı 27.911,87 TL olarak kabul edilip taraflar arasında anlaşılan cinste fidanların teslim edilmemesinden kaynaklı zarar belirlenmiş ise de; bilirkişi raporunda zarar olarak belirlenen miktarların hangi kriterler esas alınarak hesaplandığı açıklanmamıştır. Rapor bu hali ile yetersiz ve yüzeyseldir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Öyle olunca, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek zararın kapsamının anlaşılır şekilde belirlenmesi suretiyle, üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklamalı, taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Davacının faiz talebi olmamasına rağmen kabul edilen miktar üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi hatalı olmakla bu noktada eleştiri yapılmakla yetinilmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 447,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.