8. Hukuk Dairesi 2018/11622 E. , 2019/4271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
DAVACI (3.Kişi) : ...
DAVALI (Alacaklı) :
DAVALI (Borçlu) :
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu kez hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.04.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan gelen olmadığından incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, 05.05.2015 tarihinde mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini öne sürerek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içerisinde cevaplarını bildirmediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; İİK"nin 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının satış isteme süresini durdurmayacağı, haciz tarihi olan 05/05/2015 tarihinden itibaren yasal altı aylık süre içerisinde satış istenmediği,bu itibarla İİK"nın 110. maddesi gereği haczin kalkmış olduğu, istihkak davası için hukuken geçerli bir haczin bulunması gerektiği gerekçesi ile, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 28.03.2018 tarihli ve 2017/1947 Esas, 2018/614 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 27/04/2017 tarihli duruşmada davalı alacaklı vekilinin yüzüne karşı okunduğu-tefhim olunduğu, istinaf başvurusunda bulunan davalı alacaklı vekilince süresi içerisinde UYAP üzerinden 04/05/2017 tarihinde süre tutum ve gerekçeli kararın taraflarına tebliği talepli dilekçenin gönderildiği, gerekçeli kararın davalı alacaklı vekiline 11/05/2017 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süre geçtikten sonra 23/05/2017 tarihinde dosyaya sunulduğu, süre tutum ve gerekçeli kararın tebliği talepli başvuru dilekçesinde, başvuru sebepleri veya gerekçesinin hiç gösterilmediği, süre tutum talepli dilekçede "...İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2015/292 Esas sayılı dosyasından verilen karara itiraz eder, sözkonusu yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve talebimiz doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı bulduğumuz kararın istinaf nedenlerini bildirecek gerekçeli itiraz dilekçemizi, gerekçeli kararın tarafımıza tebliğinden itibaren kanuni süresi içerisinde sayın mahkemenize sunacağız.." şeklinde açıklama yapılmış ise de, bu durumun başvuru sebepleri ve gerekçesinin gösterilmesi yönünden yeterli kabul edilemeyeceği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 355/1. maddesi gereğince istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak kamu düzenine aykırılık görülen hususların resen gözetileceği gerekçesi ile davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nin 352-(1). maddesi uyarınca ön inceleme aşamasında reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davalı alacaklı vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 342/3. maddesinde “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” düzenlemesine; aynı Kanunun 355. maddesinde ise “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, İcra Mahkemesince verilen kararın davalı alacaklı vekiline 27/04/2017 tarihli duruşmada tefhim edildiği, davalı vekilinin İİK’nin 363. maddesi uyarınca süresi içinde, 04/05/2017 günü, HMK’nin 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf dilekçesi verdiği halde, İcra Mahkemesi kararının tebliğ edildiği 11.05.2017 tarihinden sonra istinaf gerekçelerini içeren gerekçeli istinaf dilekçesinin süresi geçtikten sonra 23.05.2017 tarihinde verildiği görülmektedir.
Her ne kadar davalı tarafça gerekçeli istinaf dilekçesi süresinde verilmemiş ise de, İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekiline tefhim edilmiş ve süresinde süre tutum dilekçesi verilmekle, istinaf isteminin süresinde yapıldığının kabulü gerekir.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, HMK’nin 342/3.maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nin 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapmaktır. Şayet, incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekecektir.
Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın HMK’nin 352. maddesi gereği istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.