8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/2600 Karar No: 2011/6637 Karar Tarihi: 05.12.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2600 Esas 2011/6637 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/2600 E. , 2011/6637 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
..., ... ve müdahiller ... ve müşterekleri ile Hazine ve Aşağıkırlı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2010 gün ve 147/359 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ...ve ... vekili, kadastro çalışması sırasında tespit dışı bırakılan bir parça tapusuz taşınmazın vekil edenlerinin miras bırakanlarından taksim yoluyla davacılara kaldığını, 20 yılı aşkın bir süreden beri bağımsız olarak vekil edenlerinin zilyet ve tasarruflarında bulunduğunu ileri sürerek ½ oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle davaya katılan diğer bir kısım mirasçılar ise, taşınmazın öncesinin ortak miras bırakanları ...’den kaldığını, taksim edilmediğini, kendilerinin de miras haklarının bulunduğunu ileri sürerek miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş; diğer davalı ... tüzel kişiliği temsilcisi bu yerin köy tüzel kişiliğiyle bir ilgisinin olmadığını bildirmiştir. Mahkeme, muris ...’den kaldığı iddiasıyla tescil davasının açıldığı mirasçılık belgesine göre, terekenin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, mirasçıların ancak birlikte tasarruf edebilecekleri, terekeye temsilcinin atanmadığı gibi diğer mirasçılarında muvafakatlarının alınmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar ...ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre, muris ... 2.3.1961 tarihinde vefat ederek davacılardan ..."i, katılan davacıları ve dava dışı başka mirasçıları bırakmıştır. Az yukarıda açıklandığı gibi iddianın ileri sürülüş şekline göre; davacılar taşınmazın tereke malı olmaktan çıktığını vurgulamışlardır. Taşınmazın bulunduğu yerde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları beyanlarından, taşınmazın öncesinin davacıların miras bırakanlarına ait iken, ölümünden sonra yapılan taksimle davacılar ...ve ...’e kaldığını, bu kişiler tarafından bağımsız olarak 20 yılı aşkın süreden beri zilyet ve tasarruflarında bulundurduklarını bildirmişlerdir. Davacılar vekilinin açıklaması yerel bilirkişi ve tanık beyanlarıyla teyit edildiğine göre, tescile konu taşınmazın dava tarihi itibariyle elbirliği mülkiyeti hükmüne tabi olmadığı, başka bir anlatımla, ortak muris ...’in ölümünden sonra taksimin yapıldığı anlaşıldığına göre, murisin diğer mirasçılarının muvafakatlarının alınmasına ya da terekeye temsilci atanmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan taraf delillerine göre, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usul, kanun ve dosya içeriğine uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacılar ...ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.