16. Hukuk Dairesi 2017/2562 E. , 2020/5155 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1951 yılında yapılan kadastro sırasında ziraate elverişsiz arazi olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, iddiasına konu taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 26.09.2015 tarihli rapor ve eki krokide (B) harfi ile gösterilen 13.415,00 metrekare yüzölçümündeki alanın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen temyize konu taşınmaz bölümünün 1951 yılında yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakıldığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre davacının babası tarafından imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği ve taksimen davacıya intikal ettiği, taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması bulunmayıp, 1991 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmaz üzerinde bu tarihlerde tarımsal faaliyet yapıldığının tespit edildiği, ayrıca zirai bilirkişi raporuna göre de imar ve ihya işleminin tamamlandığının bildirildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaza ilişkin olarak imar planı bulunup bulunmadığına ilişkin yazıya ... İmar ve Şehircilik Dairesi tarafından verilen 04.06.2015 tarihli cevabi yazıda, dava konusu taşınmazın 16.02.2007 tarihinde onaylanan 1/25000 ölçekli "2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı" kapsamında kaldığı belirtilmiştir. O halde, dava konusu taşınmaz imar planı kapsamında olduğuna göre zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının dava tarihi olan 2015 yılı değil, imar planının onaylandığı 2007 yılı esas alınarak belirlenmesi gerekir. Ne var ki, mahkemece, taşınmaza ilişkin imar planı bulunduğu gözardı edilerek dava tarihine göre inceleme yapılmış olup, taşınmazın imar planına alındığı 2007 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilerek bu fotoğraflar üzerinde inceleme yapılması gerekirken, ihtilafın çözümünde yeterli bulunmayan 1991 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarının incelemesi ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın imar planının onaylandığı 2007 yılından 15-20-25 yıl öncesine (özellikle 1987 yılı ve öncesine) ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, temyize konu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresi hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bundan sonra davacı yararına, taşınmaza ilişkin imar planının onaylandığı tarihe kadar zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.