20. Hukuk Dairesi 2014/6899 E. , 2014/7911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA KONUSU :... Köyü,... Mahallesinde bulunan ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 352,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz,
Taraflar arasındaki Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08/04/2013 gün ve 2012/14030 - 2013/3989 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü,... Mahallesinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın ormanlık olarak tapulama harici bırakıldığı, eski tarihli memleket haritasında da orman niteliğinde olduğu ve orman arazilerinin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... vekilinin temyizi üzerine dairece hüküm bozulmuştur.
Davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri bu sefer kararın düzeltilmesini istemişlerdir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince tescil davası olarak açılan dava daha sonra taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975 yılında orman kadastrosu, 2002 yılında aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu ise 1956 yılında yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede karar tarihinden sonra yapılan ek kadastro sırasında, davaya konu yer hakkında, 351,96 m² yüzölçümüyle, iki katlı ev ve arsa niteliğiyle 113 ada 57 parsel sayısıyla, incelemeye konu bu dosyada davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi açık kadastro tutanağı düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kanunun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.”
Somut olayda dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 02/11/2011 tarihinde 113 ada 57 parsel sayısı ile eldeki iş bu davada davalı olduğundan bahisle malik hanesi açık kadastro tutanağı düzenlendiğine göre, uyuşmazlığı çözme görevi kadastro mahkemesine aittir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi de zorunludur.
Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlık hakkında görevsizlikle dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi davaya konu edilen yer hakkında karar tarihinden sonra ancak temyiz incelemesinin yapıldığı tarihten önce kadastro tutanağı düzenlendiğinden, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile usulden bozulması gerekirken, yanılma sonucu işin esası hakkında inceleme yapılarak bozma kararı verildiği anlaşıldığından, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin önceki işin esasına yönelik bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle usulden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 08/04/2013 gün ve 2012/14030 - 2013/3989 sayılı bozma kararı kaldırılarak, 11/03/2010 gün ve 2009/18-2010/183 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, harcın istek halinde iadesine 22/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.