Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/1428
Karar No: 2021/710
Karar Tarihi: 24.02.2021

Danıştay 10. Daire 2020/1428 Esas 2021/710 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1428
Karar No : 2021/710

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1-...
2- ...
3-...
4- ...
5- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Av. ..., Av. ...

İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, murisleri olan ...'ın Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde yatmakta iken hastanede meydana gelen yangın nedeniyle hayatını kaybettiği, olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık davacılardan ... için 20.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesi ile artırılarak 186.935,68 TL), 150.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesi ile artırılarak 4.648,04 TL), 50.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesi ile artırılarak 4.648,04 TL), 150.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesi ile artırılarak 6.972,05 TL), 50.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi (miktar artırım dilekçesi ile artırılarak 15.469,23 TL), 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 10/10/2017 tarih ve E:2016/9366, K:2017/5376 sayılı bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacıların murisi olan ...'ın ölümünün idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile toplam 150.000,00 TL manevi tazminat ile 207.148,94 TL maddi tazminatın 23.000,00 TL'lik kısmının idareye başvuru tarihinden, 184.148,94 TL'lik kısmının miktar artırım dilekçesinin verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan maddi tazminatın hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu, davalı idare tarafından, olayda hizmet kusuru bulunmadığından tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, maddi tazminatın hesabında hata yapıldığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davalı idare tarafından verilen temyiz dilekçesinde, bilirkişi raporunda davacılardan ...'ın destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken destekten yararlanılacak sürenin 9 yıl olmasına rağmen 10 yıl üzerinden hesaplama yapılarak 16.516,26 TL tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna varılmasının hatalı olduğu ileri sürülmekte ise de Mahkeme tarafından, davacıların ... yönünden 15.469,23 TL tazminat talebi ile bağlı kalınarak 15.469,23 TL tazminata hükmedildiği görülmektedir. Bu bağlamda yapılan inceleme sonucunda hükmedilen tazminat miktarının hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Ayrıca, temyizen incelenen kararın gerekçe kısmında idareye başvuru tarihi olarak 03/02/2014 tarihi doğru olarak yazılmasına karşın hüküm fıkrasında idareye başvuru tarihinin sehven 03/02/2019 olarak yazıldığı, dolayısıyla idareye başvuru tarihi olarak 03/02/2014 tarihinin kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:.., K:...sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY (X):

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
AHİM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanunun 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla; olayda, davacıların miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden de yasal faizin başlangıç tarihinin ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi olduğu, miktar artırım dilekçesinin verilip harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiz işletilmesine ilişkin kararın bu kısmının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına bu yönden katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi