Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2028 Esas 2019/3840 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2028
Karar No: 2019/3840

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2028 Esas 2019/3840 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, sahip oldukları bir taşınmazın arsa paylarının yanlış hesaplandığını ve bunların yeniden düzenlenmesi gerektiğini iddia ederek dava açtılar. Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı kabul ederek arsa paylarının düzeltilmesi yönünde karar verdi. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrası mahkemece yapılan işlemlerde hatalar yapıldığı ortaya çıktı. Bozma kararı taraflara tebliğ edilmeden ve beyanları alınmadan karar verildiği için, hüküm tesisinin isabetli olmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu ve duruşmaların tekrar yapılmasını istedi. Kanun maddeleriyle ilgili detaylı bir açıklama yapılmayan kararda, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)\"nun 429. maddesinin yargılama sürecine ilişkin hükümlerine atıfta bulunuldu.
20. Hukuk Dairesi         2019/2028 E.  ,  2019/3840 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava dilekçesinde, davacıların anataşınmazda maliki oldukları ... ve ... nolu bağımsız bölümün arsa paylarının yanlış olarak hesap edilip tapuya tescil edildiğini, arsa payları arasında farklılıklar bulunduğunu, bu durumun bir çok soruna yol açacağını bu nedenle arsa paylarının yeniden düzenlenmesi hususunda karar verilmesi istenilmiştir.
    Mahkemece 2015/172 E, 2015/871 K sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/4744 Esas - 2017/9055 Karar sayılı kararı ile “1968 yılında kat mülkiyeti kurulan dava konusu taşınmazda bu tarihte bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan ve arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı gibi, kat mülkiyetinin kurulduğu tarih dikkate alındığında aradan geçen sürede taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu konusunda mahkemece yeterli değerlendirme ve gerekçeyi kapsamayan soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi” sebebiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemenin, bozma ilamına uyma ya da direnme konusunu karara bağlamadan önce de, bozma ilamını ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)"nun 429. maddesinin amir hükmü gereği zorunludur.
    Nitekim, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 1086 sayılı HUMK’nun 429/2. maddesinde, “…Mahkeme, temyiz edenden 434"ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
    Bu açık hüküm karşısında mahkeme, bozma ilamını taraflara tebliğ edip; kendiliğinden tarafları duruşmaya davet etmekle yükümlüdür. Belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan ve bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme ya da uyma kararı verilmesi olanaklı değildir. (HGK"nun 16.04.2014 gün, 2013/10-1027 E., ve 2014/ 528 K. sayılı içtihadı)
    Somut olayda davacı ...’e bozma sonrası yeni duruşma günü tebliğ edilmediği gibi bozma ilamına karşı beyanları da alınmaksızın karar verilmiş olduğu anlışılmaktadır.
    O halde, mahkemece, taraflara duruşma gününün tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra; bozma ilamına karşı tarafların beyanları da alınıp sonuca gidilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlar şekilde taraflara duruşma günü tebliğ edilmeden ve Dairemiz bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.