20. Hukuk Dairesi 2014/1895 E. , 2014/7882 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17/12/2013 gün ve 2013/5275 - 11768 sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... - ... ve ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
... 2007 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, dava ve temyize konu 101 ada 1 parsel sayılı 4.100.025,37 m² ve 101 ada 2 parsel sayılı 1.540.973,35 m² yüzölçümündeki taşınmazlar orman vasfıyla ... adına tespit edilmiş, 101 ada 10 parsel sayılı 3.013.386,43 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise kamu orta malı niteliğinde mera olarak sınırlandırılmıştır.
Davacılar ... ve diğerleri, ayrı ayrı dava dilekçeleri ile çekişmeli taşınmaz içinde yer alan bir kısım bölümlerin kendilerine ait olduğunu ve uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullandıklarını iddia ederek kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında 101 ada 1 ve 2 parseler hakkındaki dava ayrıldıktan sonra, bir kısım davacıların davalarının kabulü ile çekişmeli 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 24.08.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda “... olarak gösterilen taşınmazın..... ... 2 ve 3 olarak gösterilen taşınmazların ...,..., ... 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 olarak gösterilen taşınmazların 1/3"er hisse ile bu kişiler adına,... 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 olarak gösterilen taşınmazların ... mirasçıları, ... 1, 2, 3 ve 4 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1, 2, 3 ve 4 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1, 2, 3, 4 ve 5 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1 ve 2 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1, 2 ve 3 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 2, 5, 6, 7 ve 9 olarak gösterilen taşınmazların ... mirasçıları, ... 1, 2 ve 3 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1 ve 3 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1, 2, 3 ve 5 olarak gösterilen taşınmazların ..., ... 1, 2, 3, 4, ve 5 olarak gösterilen taşınmazların ..., ...... - 1 olarak gösterilen taşınmazın eşit hisselerle ... ve ..., ...-...2 ve 4 olarak gösterilen taşınmazların ... adına ve ...-1 olarak gösterilen taşınmazın ... adına tapuya tesciline, çekişmeli 101 ada 10 taşınmazın geriye kalan bölümlerinin mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicline kayıt edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...
Bu karar Dairemizin 2010/16875 E. - 2011/925 K. sayılı ilâmıyla “Çekişmeli taşınmazların sınırlarında orman bulunduğu da açıklanarak, yöntemine uygun şekilde orman ve mera araştırması yapılması, çekişmeli taşınmazların orman ya da mera olmadığının tespit edilmesi halinde 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı koşulların hakkında tescil kararı verilen davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında, 101 ada 1 ve 2 parsellerle ilgili tefrik edilen dava dosyası yeniden bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıların davalarının reddine, 101 ada 1 ve 10 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise tespit tutanağının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... davacı ..., ..., davacı ... mirasçıları (..., ..., ...) ile ... vekili Av. ... ve davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Bu karar, Dairemizin 17.12.2013 tarih 2013/5275-11768 sayılı ilâmıyla düzelterek onanmıştır. Düzelterek onama kararında özetle “101 ada 10 parselin kadim mera olduğu, 1938 yılından beri kullanılmasının zilyetlikle iktisap sağlamayacağı, bu nedenle 101 ada 10 parsel yönünden esasa ilişkin kararın doğru olduğu, ancak sınırlandırma şeklinde karar vermek gerekirken, tescil yönünde hüküm kurulmasının yanlış olduğu, yine 101 ada 1 ve 2 parseller hakkında dava bulunmadığı halde bu parseller yönünden hüküm tesisinin de hatalı olduğu açıklanarak, bu yanlışlıkların yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 3 ve 4. paragraflarının çıkartılarak yerine (temyize konu 101 ada 10 sayılı parselin tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına) ibaresinin yazılmasına” karar verildiği belirtilmiştir. Dairemizin anılan kararına karşı davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... mirasçısı ..., ..., davacı ...mirasçıları (..., ..., ...) vekili Av. ... ve davacılar ...ve ... tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından çekişmeli 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı doğru olarak saptanmıştır. Diğer taraftan, keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanık beyanlarından, çekişmeli taşınmazların 1940"lı yıllardan itibaren davacılar ve malikievvelleri tarafından önceleri tarla, sonradan ise çayır olarak kullanıldığı belirlenmiştir. İhtilaf, çekişmeli taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı noktasındadır.
Mahkemece ilgili kurumlara yazılan yazılara verilen cevaplardan, çekişmeli taşınmazın tahsisli mera olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin kadim mera olup olmadığı hususuna gelince; gerek bozma öncesinde yapılan keşifte ve gerekse de bozma sonrası yapılan keşifte bilgisine başvurulan ziraatçi bilirkişiler, dava konusu 101 ada 10 parselin dava ve temyiz konusu edilen bölümlerinin çayır vasfında olduğunu, mera olmadığını, uzun yıllardır biçenek olarak kullanıldığını, mera olan bölümler ile çayır olan bölümlerin farklılıklar gösterdiğini, arada doğal sınırlar bulunmasa da insan eliyle yapılan yapay sınırlar bulunduğunu açıklamışlardır. Bozma öncesinde yapılan keşifte dinlenen ve farklı köylerden seçilen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıklar ile bozma sonrası yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişileri ısrarlı bir şekilde çekişmeli taşınmazların tahsisli ya da kadim mera olmadıklarını bildirmişlerdir. Yalnızca, bozma sonrası yapılan keşifte dinlenen 1957 ve 1960 doğumlu iki tanık, büyüklerinden duyumlarına dayanarak, çekişmeli taşınmazın öncesinin köy hayvanlarının otladığı mera olduğunu bildirmişlerdir. Çekişmeli taşınmazın mera olmadığını bildiren yerel bilirşi, tespit bilirkişisi ve tanıklar yaşça sözkonusu tanıklardan çok daha yaşlıdırlar.
- 3 -
2014/1895 - 7882
Taşınmazın öncesinin mera olduğunu bildiren tanıkların beyanları da dahil olmak üzere tüm bilirkişi ve tanık anlatımları, davacıların atalarının 1938 yılında toplu olarak ... ilçesine göç ettirildiği, köydeki arazilerin iskanen dağıtıldığı,..."a giden köylülerin birkaç yıl sonra geri döndüklerinde, kullanacak arazileri olmadığından köy muhtarlığı ve kaymakamlık tarafından kendilerine dava konusu taşınmazın verildiği, iskan işlemlerine başlandığı, o tarihten beri de taşınmazı davacıların ve önceki maliklerinin kullandıkları yönündedir. Dosya içinde bulunan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 1967/129 E. - 1970/39 K. sayılı meraya tecavüz iddiasıyla açılıp beraatle sonuçlanan kararı, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1946/103, ve 1946/187 sayılı ... mevkiindeki meralara tecavüzün önlenmesine dair dava dosyalarının kararları ile ...Asliye Hukuk Mahkemesinin benzer iddialara konu olan 1947/31 E. 1948/312 sayılı kararlarından,...mevkiinde mera olduğu ve köylülerce işgal edildiğinden bahsedilen taşınmazın tahsisli mera olmadığı, taşınmazın köylülere iskanen verildiği ancak mahkemeye teslim edilen iskan defterlerinin sonradan kaybolduğu ancak mahkemelerce mera iddialarının reddedildiği anlaşılmaktadır. Sözkonusu davaların çekişmeli taşınmaz bölümleri ile ilgili olup olmadığı tespit edilememiş ise de, o davalara konu olan taşınmazların ... mevkiinde olduğu, dava konusu 101 ada 10 parselin de...mevkiinde bulunduğu, davanın taraflarının işbu davamızdaki taraf isimleri ile benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Sözkonusu kararlar, az yukarıda açıklanan bilirkişi ve tanık anlatımlarını doğrulamaktadır.
Açıklanan dosya muhtevası karşısında, ziraatçı bilirkişi raporlarına ve yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıkların aksi yöndeki anlatımlarına aykırı olarak ve yaşları nedeniyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 1940 yılından öncesini bilme imkanına sahip olmayan iki tanığın beyanları ile yetinilerek çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olarak kabul edilmesi isabetsizdir.
Hal böyle olunca mahkemece, çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olmadığı ve taşınmazın 1940"lı yıllardan beri tarım arazisi olduğu kabul edilerek, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı miktar sınırının aşılıp aşılmadığı araştırılarak, miktar sınırının da aşılmadığının belirlenmesi halinde davacıların 101 ada 10 parsele ilişkin taleplerinin, kazanılmış haklar ihlal edilmemek kaydıyla kabul edilmesi, kalan taşınmaz bölümlerinin ise mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kayıt edilmesine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına aykırı düşecek şekilde taşınmazın tümünün mera olarak kabul edilmesi kararın bozulmasını gerektirmektedir.
101 ada 1 ve 2 parsellere gelince, bu parseller kadastro sırasında orman olarak ... adına tespit edilmişlerdir. Birleşen 2007/682 E sayılı dosyanın davacısı olan ..., diğer taşınmazlar yanında 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazları da davasına konu etmiştir. Diğer taraftan, davacı .... tarafından Sulh Hukuk Mahkemesine açılan ancak kadastro mahkemesinin görevli olduğunun anlaşılması nedeniyle görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine gönderilen davanın yargılaması sırasında, davacının dava konusu ettiği taşınmazlardan bir tanesinin kısmen 101 ada 1 parsel içinde kaldığı belirlenmiştir. Tüm dosyalar birleştirilerek yapılan yargılama sırasında mahkemece 101 ada 1 ve 2 parseller hakkandaki dava önce dosyadan tefrik edilmiş ve bu aşamada mahkemece diğer parseller hakkında verilen karar Dairemizin 2010/16875 E. - 2011/925 K. sayılı ilâmıyla bozulmuş ve dosya yeni esasa kaydedildikten sonra 08.01.2013 tarihinde 101 ada 1 ve 2 parsellerle ilgili dava işbu dosya ile yeniden birleştirilmiştir. Hal böyle olunca, 101 ada 1 ve 2 parseller hakkında da dava mevcuttur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 101 ada 1 parselin orman sayılan yerlerden olduğu eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına dayalı olarak yapılan bilirkişi incelemesi ile belirlenmiş ve doğru olarak 101 ada 1 parsel hakkındaki davanın reddi ile tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Ne var ki, 101 ada 2 parsel yönünden taşınmazın orman olan vasfının mera olarak değiştirilmesine dair ... ya da köy tüzel kişiliği tarafından açılmış bir dava bulunmamaktadır. O halde, sözkonusu parselin de tespit gibi tesciline karar vermek gerekirken,
- 4 -
2014/1895 - 7882
vasfının mera olarak değiştirilmesi doğru olmamıştır. Hakkında dava bulunmayan bir konuda, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinde yazılı koşullar bulunmadığı halde, yazılı şekilde hüküm tesisi kamu düzenine aykırı olup 101 ada 2 parsele ilişkin hükmün de bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: 1) Dairemizce hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden onanmasına, 101 ada 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden
bozulmasına karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu kararın düzelterek onanmasına karar verildiği anlaşıldığından; karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 17.12.2013 tarih 2013/5275 E. 2013/11768 sayılı DÜZELTEREK ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA;
2) Yerel mahkemenin 29.03.2013 tarih 2011/35 E. 2013/24 sayılı kararının, 101 ada 1 parsel yönünden ONANMASINA, 101 ada 2 ve 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 22/09/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.