20. Hukuk Dairesi 2016/13138 E. , 2019/3837 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda 2731,00 m² yüzölçümüyle davalılar adına kayıtlı olan .....eski 890 parsel sayılı taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında yüzölçümü 2728,06 m² olarak düzeltilip 28100 ada 44 parsel sayısı verilerek mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili, 26.10.2010 tarihli dilekçesiyle çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın 22/2-a tespitinin iptali ile orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu......mahallesi eski 890 parselin yeni 28100 ada 44 parsel sayısı ve 2728,06 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2011 tarih 2011/12736 - 14078 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılması ve kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkin talepte ise kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Daire bozma kararı üzerine önceki kararda direnilmesine ilişkin verilen karar, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarih ve 2012/1006-1263 sayılı kararı ile “...Dava dilekçesi içeriğinden, davacı ... Yönetiminin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamadığından, öncelikle davacı ... Yönetimi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tesbite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalı, dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilâmında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği, davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden,
.......
bozma ilâmında değinilen araştırmaların yapılarak karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi gerekir...” denilerek direnme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra, ..... sayılı kararının taraflar arasında HMK"nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan mülkiyet konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, çekişmeli eski 890 parsel sayılı taşınmazın yeni 28100 ada 44 parsel sayısı ve 2728,06 m² yüzölçümüyle tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/05/2014 tarih ve 2013/10772 - 2014/5478 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “hükmüne uyulan Hukuk Genel Kurulu kararında mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece davanın esasına ilişkin olarak olumsuz dava şartı niteliğinde bulunan ve görevli mahkemece nazara alınması gereken kesin hüküm nedeniyle çekişmeli taşınmazın mülkiyetine ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı” olduğu gereğine değinilmiştir.
Davacı ... Yönetimi birleşen 2013/2 Esas sayılı dosyada asliye hukuk mahkemesine verdiği 05.04.2010 tarihli dilekçesiyle, 1976 yılında üretilen orman kadastro haritasındaki orman sınır noktalarının kazınarak orman sınır hattının haritasına yanlış çizildiğini ve bu haritanın doğru haritalar ile değiştirildiğini, bu hususta teftiş kurulunca soruşturma yapıldığını, mahkemelere yanlış rapor veren bilirkişiler hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu, asıl orman tahdit haritasına göre......sayılı parselin de orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece; aynı parsele ilişkin olarak ....Esas sayılı dosyada davanın derdest olduğu gerekçesiyle, 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, istem halinde dosyanın görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 19.06.2012 tarihli ve 2011/13851 – 2012/9282 E.K. sayılı kararıyla “3402 sayılı Kanunun, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmayacağı, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 1/1 maddesi gereğince, kadastro veya tapulama haritalarının, arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale getirileceği, yapılan çalışmaların sonucunun, 11. maddeye göre ilân edileceği ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltmenin yapılacağı hükmü ile 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi ve kadastro mahkemesinin genel olarak görevini düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi, zaman bakımından görev ve yetkisini düzenleyen 27. maddesi gereğince, 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince yapılan tesbitde ve tesbite itiraz davasında taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümünün tartışma konusu edilemeyeceği, bu işlemde uygulama kaabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritalar düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edileceği, mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesinin görevli olduğu, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine
......
ilişkin davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek,
3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz davası yönünden dava dosyası ayrılarak, bu davanın 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, Orman Yönetiminin çekişmel..... sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu, davalı ... olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla açtığı tasarrufa ilişkin davanın ise elde tutularak, bu davaya ilişkin yargılamaya devam olunması gerekirken, böyle bir ayrıma gidilmeyerek görevsizliğe ve dava dosyasının tamamının kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince bozmaya uyulduktan sonra 22/2A maddesi uygulamasına itiraz davası tefrik edilip yeni esasa kaydedildikten sonra görevsizlik kararı verilmiş, taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesince dosyalar birleştirilip dairenin yukarıda yazılı 13/05/2014 tarih ve 2013/10772 - 2014/5478 E.K. sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, Ünsal mahallesi eski 1015 parselin, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama kadastro tutanağındaki gibi 28115 ada 44 parsel sayısıyla ve 1769,66 m² yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastro tutanağı gibi tapuya tesciline, taşınmazın orman vasfıyla tesciline ilişkin talep yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 02/05/2016 tarihli ve 2015/8774 – 2016/5010 E.K. sayılı kararıyla hükmün usulden bozulmasına, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, (…eski 890 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28100 ada 44 parsel sayısında ve 2728,06 m2 yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastrosu tutanağı gibi tapuya tesciline…) dendiği halde, gerekçeli kararda (… eski 1015 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28115 ada 44 parsel sayısında ve 1769,66 m2 yüzölçümünde tapu siciline aynen aktarılarak uygulama kadastrosu tutanağı gibi tapuya tesciline…) denilerek gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davanın konusu olmayan bir parsel hakkında hüküm oluşturulmuştur. Oysa, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2); kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t., 1991/7 E. – 1992/4 K.)” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağı gibi tapuya tesciline, orman niteliğiyle hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ve .....apulu taşınmazları yönünden...... itirazı üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği karar ile tahdidi iptal edilen yerler hakkında yapılan ormanların kadastrosu çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, bu işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri de
.......
09.12.1976 tarihinde ilân edilmiştir. Daha sonra 1988 yılında 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca aplikasyon ve sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılmış ve 15.06.1989 tarihinde ilân edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapıldığına, 3402 sayılı Kanunun 22/2-A maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğuna, tapu iptali ve tescil talebi hakkında görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
10/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.