"İçtihat Metni"
İ…
… Köyü Tüzel Kişiliği ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesi)"nden verilen 28.06.2010 gün ve 152/75 sayılı hükmün Yar-gıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı İ…
… köy tüzel kişiliği dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen 101 ada 40, 103 ada 14, 123 ada 5, 126 ada 95 ve 126 ada 101 sayılı parsellerin köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak Hazine adına tapuya bağlandıklarını belirterek anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile İ…
… köyü tüzel kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 103 ada 14, 123 ada 5 ve 126 ada 95 sayılı parseller hakkındaki davanın reddine, 101 ada 40 sayılı parselin tapu kaydının tamamı, 126 ada 101 sayılı parselin içerisinde B harfi ile gösterilen 1166,35 m2 yüzölçümü bakımından tapu kaydının iptali ile davacı köy tüzel kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından kabul edilen taşınmazlar bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi uyarınca açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 101 ada 40 sayılı parselin tamamı bakımından, 126 ada 101 sayılı parselin ise bir kısmı bakımından tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 101 ada 40 sayılı parsel 03.04.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, malikinin kim olduğu bilinmediğinden tarla niteliğiyle 7.717,92 m2 yüzölçümlü olarak belgesizden, 126 ada 101 sayılı parsel ise, 18.04.2006 tarihinde aynı şekilde tarla niteliğiyle belgesizden 147.961,06 m2 yüzölçümlü olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosyanın eksikliğe gönderilmesi üzerine gelen ve köy tüzel kişiliği tarafından edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı köy tüzel kişiliğinin toplam 175.520,29 m2 yeri belgesizden aldığı saptanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14/1. fıkrasında zilyetlikle taşınmaz edinme bakımdan, gerçek ve kamu tüzel kişisi niteliğinde bulunan köy tüzel kişileri bakımından herhangi bir ayrım yapılmadığından davacı köy tüzel kişiliği de anılan maddede yer alan miktar sınırlamalarıyla bağlıdır. Yani davacı köy tüzel kişiliği aynı kadastro çalışma alanı içerisinde sulu toprakta 40, kuru toprakta ise en fazla 100 dönüm yer edinebilir. Az önce de açıklandığı gibi davacı köy tüzel kişiliğinin kuru toprakta 100 dönümden fazla yer aldığı eksiklikten getirtilen kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarıyla sabittir.
Dava konusu 101 ada 40 sayılı parsel bakımından davacı köy tüzel kişiliği 1937 tarih 210 tahrir nolu vergi kaydına dayanmıştır. Mahkemece, bu vergi kaydının kadastro çalışmaları sırasında başka bir parsele revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğü"nden sorulmamıştır. Bu nedenle öncelikle 1937 tarih 210 nolu vergi kaydının kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğü"nden sorulması, herhangi bir parsele revizyon görmemiş ise önceki uygulamanın yetersiz ve yöntemine uygun bir biçimde yapılmadığı gözönünde tutularak yeniden yapılacak keşifte yöntemine uygun bir biçimde vergi kaydının mevkii ve hudutları itibariyle dava konusu taşınmaza uyup uymadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanması, uyduğunun belirlenmesi halinde vergi kaydının iki tarafının dere, bir tarafının da yol göstermesi hususu gözetilerek sabit sınırlı olup olmadığı konusunda da gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, sabit sınırlı olmadığının anlaşılması halinde sınırlara değil miktara itibar edilmesinin düşünülmesi, bu konuda 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesinin gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Vergi kaydının uyduğunun ve sabit sınırlı olmadığının belirlenmesi halinde miktar fazlası bakımından az yukarıdaki miktar sınırlamaları ile ilgili açıklamanın gözden uzak tutulmaması ve buna göre bir değerlendirme yapılmalıdır.
Davalı Hazine temsilcisinin 126 ada 101 parselin içerisinde kalan ve kabulüne karar verilen B harfine yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı köy tüzel kişiliği az yukarıda da açıklandığı üzere aynı kadastro çalışma alanı içerisinde belgesizden 100 dönümden fazla yer aldığı dosya arasında bulunan kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarıyla saptandığından, bu parsele yönelik davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, norm miktarını aşar biçimde B harfiyle gösterilen yer bakımından davanın kabulüne karar verilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesine aykırıdır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3"ün yollamasıyla HUMK"nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.