2. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/1714 Karar No: 2020/5488
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1714 Esas 2020/5488 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir hükümde, davacı tarafın nafaka yükümlülüğünün sona ermesi talebinin reddedildiği, ancak davalı tarafın temyiz ederek protokolde yer alan edimlerin iptalini talep ettiği ve bu talebin yerinde olduğu belirtildi. Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan edimlerin sebebi tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlı olduğundan, edimlerin yerine getirilmemesi protokolün geçersizliğine veya diğer tarafın edimlerinin iptaline neden olmaz. Bu nedenle bölge adliye mahkemesi kararı bozuldu ve davalı tarafın temyiz itirazları kabul edildi. Kararda geçen kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 166/3, 169-175 ve 174/1-2 maddeleridir.
2. Hukuk Dairesi 2020/1714 E. , 2020/5488 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Tescilin İptali
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından nafaka yükümlülüğünün sona ermesi talebinin reddi yönünden; davalı tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.11.2020 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı erkek, anlaşmalı boşanma protokolü ile kadının ABD’deki taşınmazdaki (1/2) müşterek mülkiyet hissesinin nakli için gerekli işlemleri süresi içinde gerçekleştirmeyecek olursa, ...kendi edimini yerine getirmediği müddetçe nafaka ödemekten süresiz olarak kaçınabilecek ve temerrüde düşmüş sayılmayacağı şeklindeki maddeye dayanarak nafaka ödeme yükümlülüğünün sona ermesini talep etmiş ise de, davalı kadın tarafından noterden düzenleme şeklinde devir ve feragat beyanında bulunulmasına karşın taşınmazın malikinin anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan ve davalı kadından kaynaklanmayan bir sebeple el değiştirmesinin davacı erkeğe protokolde yer alan nafaka yükümlülüğünden kurtulması sonucunu doğurmayacağı nazara alınarak davacının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Anlaşmalı boşanma Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesinde düzenlenmiş olup, evlililiğin en az 1 yıl sürmüş olması, tarafların boşanma ve boşanmanın ferileri olan velayet, nafaka (TMK 169-175) ve maddi ve manevi tazminat (TMK. 174/1-2) hususunda anlaşması ve bu anlaşmanın hakim tarafından kabul edilmesi zorunlu unsurlarını barındırır. Taraflar anlaşmalı boşanma mutabakatında boşanmanın feri unsurları yanında ihtiyari olarak, ziynet ve ev eşyalarının paylaşımı, aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlarda anlaşabilecekleri gibi, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında yahut bundan bağımsız olarak bir kısım gayrimenkulün yahut sicile kayıtlı olan menkullerin tescili, menkullerin teslimi, bir miktar paranın ödenmesi, hisse devri ve bunun gibi bir çok hususu anlaşma boşanma protokolüne derc edebilirler. Anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın taraflara boşanma protokolünde yüklenilen edimler artık boşanmanın ayrılmaz bir parçası haline gelir. Boşanma protokolünde taraflara yüklenen edimlerin sebebi de tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlıdır. Bu sebeple boşanma protokolünden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmesi aşamasında ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, boşanma protokolünde yazılı olan hususların özel hukuk sözleşmeleri gibi yorumlanması olanağı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi kapsamında yer alan protokolde taraflardan birinin edimini yerine getirememesi veya getirmemesi, boşanma kararının dayanağı olan protokolün geçersizliği ile diğer tarafın edimlerinin iptalini isteme hakkını vermez. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi karanının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu, bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 2540 TL. vekalet ücretinin Uğur"dan alınıp Derya"ya verilmesine, aşağıda yazılı harcın Uğur"a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Derya"ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.11.2020 (Pzt.)