5. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3127 Karar No: 2019/8113 Karar Tarihi: 12.09.2019
Rüşvet verme - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/3127 Esas 2019/8113 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların rüşvet verme suçundan yargılandığı ancak mahkeme tarafından verilen beraat kararının bozulması sonrasında yapılan incelemede, sanıkların kamuda çalışan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen kişilere yarar sağlamak için eylemde bulundukları belirlenmiştir. Ancak suçun lehe olan 6086 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki haliyle cezasının üst sınırı itibarıyla 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu ve zaman aşımını en son kesen işlemin sonradan haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilen kamu görevlisi sanıklar hakkındaki mahkumiyet kararının zamanaşımını gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Bu nedenle sanıklar hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak 6763 sayılı Yasa'nın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesinin 3. fıkrası, 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesi ve 66/1-e maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'nın 321. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uygulanmıştır.
5. Ceza Dairesi 2017/3127 E. , 2019/8113 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Rüşvet verme HÜKÜM : Beraat
Sanıklar hakkında rüşvet verme suçundan yapılan yargılama sonunda 25/05/2011 tarihli, 2011/105 Esas ve 2011/165 sayılı Karar ile verilen beraat hükümlerinin bozulmasına ilişkin Dairemizin 16/12/2013 tarihli, 2012/5329 Esas ve 2013/12230 Karar sayılı ilamına karşı mahkemece kısmi direnme kararı verilmesi üzerine, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesinin 3. fıkrası gereğince Dairemize gelen dosya incelendi; Mahalli mahkemece ilk hükümde yer almayan gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle mahkemenin son uygulamasının direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm olduğu gözetilerek esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıkların, kamu görevlisi olan ve haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilen inceleme dışı sanıklara yapmaları gereken bir işi yapmaları için yarar sağlamaları şeklindeki eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte olan ve lehlerine bulunan 5237 sayılı TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlaması suçuna iştirak etme niteliğinde olduğu, 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasa ile TCK’nın 257/3. maddesinde değişiklik yapıldığı, sanıkların eylemlerine uyan bu suçun daha lehe olan 6086 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki haliyle 5237 sayılı TCK"nın 257/3-1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını en son kesen işlemin sonradan haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilen kamu görevlisi sanıklar hakkındaki 25/05/2011 günlü mahkumiyet kararı olduğu ve bu tarih ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davalarının aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE 12/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.