Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4724
Karar No: 2011/9466

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4724 Esas 2011/9466 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/4724 E.  ,  2011/9466 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/07/2010
    NUMARASI : 2008/642-2010/295

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacı, miras bırakan babasının 444 ada 25 parsel sayılı taşınmazını 23.07.1996 tarihinde ve satış suretiyle davalı torununa temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali veya tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını, çekişmeli taşınmazı 100.000.000.-TL bedelle dedesinden satın aldığını, miras bırakanın vefat etmesinden sonra dava konusu taşınmazla ilgili olarak davacının ve dava dışı mirasçı F."nın feragatname düzenlediklerini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının daha önce doğmuş biri hakkında resmi makam olan noter huzurunda yazılı beyanıyla feragat etmiş olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.09.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A. K. ile temyiz edilen vekili Avukat H. M.M.A.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

     Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan R. D.’ın maliki olduğu dava konusu 444 ada 25 parsel sayılı taşınmazını 23.7.1996 tarihinde ve satış suretiyle davalı torunu S.’a temlik ettiği; murisin 29.11.2007 tarihinde vefatından sonra davacının Üsküdar ....Noterliği’nce düzenlenen 4.2.2008 tarih ve 05573 sayılı feragatnamesiyle, “muris babası R. tarafından S.’a satılmış bulunan 444 ada 25 parsel satışı hakkında, muvazaa veya başka bir şekilde itirazda bulunmayacağı, bu konuda dava açmayacağı, bu konuda doğmuş ve doğacak tüm haklarından garıkabili rücu olarak S. lehine feragat ettiği” anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, mahkeme hükmünün dayanağını teşkil eden 4.2.2008 tarihli ve Üsküdar ... Noterliğince düzenlenen belgenin, TMK.nun 677. maddesinde öngörüldüğü şekilde mirasçılar arasında miras payları üzerinde yapılan bir akit olarak değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar işlemin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde, icazet vermekle muvazaalı işlem geçerli hale gelmeyecekse de, yukarıda değinilen yasal düzenleme karşısında söz konusu feragatnameye değer verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.
    Ne varki;  davacı, anılan belge düzenlendikten sonra 20.5.2008 tarihinde yine aynı noterin aracılığıyla feragatten döndüğünü dile getirmiş ve yargılama aşamasında da “miras bırakanın vefatından sonra davalı ve babası tarafından büyük bir manevi baskı altına alındığını ve davalı tarafından kendisine, hak edeceği nispette dava konusu taşınmazın tapusunun devredileceğinin beyan edildiğini” belirterek feragat konusunda hileye düşürüldüğünü ileri sürmüştür. 
    Oysa mahkemece, bu husus üzerinde durulmaksızın neticeye gidilmiştir.
    O halde, hile iddiasının aynı dava içerisinde hadise şeklinde araştırılarak, gerçekten, feragatnamenin hile ile illetli olup olmadığının saptanması zorunludur.
    Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen  koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılarak, anılan feragatnamenin hileyle illetli olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 20.09.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi. 


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi