Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1610 Esas 2020/753 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1610
Karar No: 2020/753
Karar Tarihi: 02.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1610 Esas 2020/753 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı vekili, davalı tarafından ilamsız takibe dayanak bono nedeniyle davacının borcu olduğu iddiasının yanlış olduğunu ve davacı imzası olmadığını ileri sürerek alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı talep etti. İlk derece mahkemesi, bono imzalarının davacının eli ürünü olduğuna karar vererek davayı reddetti. Davacı vekili, bu karara istinaf etti ancak istinaf mahkemesi de kararı onayladı. Ancak davanın ilk derece mahkemesinde görülürken davacının öldüğü ve dava açılan tarafın mirasçılarına vekaletname alınmadan davaya devam edildiği anlaşıldı. Bu nedenle istinaf mahkemesi kararın bozulmasına karar verildi ve dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verildi. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d,e, 353/1-a-4.
19. Hukuk Dairesi         2018/1610 E.  ,  2020/753 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında ilk derece mahkemesinden verilen davanın reddine yönelik hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan ilamsız takibe dayanak bonoyu davacının imzalamadığını, böyle bir senet düzenlemediğini iddia ederek icra takip dosyasına dayanak bono nedeniyle davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, bu bononun kendisi tarafından düzenlendiğini savunarak davanın reddine ve % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda bono üzerindeki imzaların davacının eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, ilk derece mahkemesinde görülürken davacının öldüğü, davacı vekilinin veraset ilamı ve veraset ilamındaki mirasçılardan vekaletname almadan, bir dilekçe vererek müvekkilinin öldüğü, davaya davacının eşi adına devam edeceğini bildirdiği, ilk derece mahkemesince davacının veraset ilamı ve vekaletnamesinin getirilmeden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda istinaf mahkemesince 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d,e maddelerinde yazılı dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekirken, işin esasına yönelik karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.