Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2766
Karar No: 2020/2048
Karar Tarihi: 17.11.2020

Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2766 Esas 2020/2048 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2020/2766 E.  ,  2020/2048 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Tefecilik
    Hüküm : TCK"nın 241/1, 62, 51, 52 ve 53. maddeleri uyarınca, 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL APC ile cezalandırılmasına, ertelemeye ve hak yoksunluğuna dair.

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Müşteki ve tanık beyanlarına göre 01.10.2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 15.05.2012 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışı olarak görülmüştür.
    Ancak;
    1) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.04.2016 gün ve 2014/118 Esas 2016/208 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında aynı suçtan açılmış Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/943 Esas sırasında kayıtlı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak, TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın alacaklı olduğu icra takip dosyaları celp edilmiş ise de; borçlularının faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıklarına ilişkin olarak tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmaması,
    3) Dairemizin 2020/788 Esas 2020/1588 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Mahkemece "Suç mağdurlarının oluşan maddi zararları tazmin ve ödeme gibi yöntemlerle tamamen giderilmediği anlaşıldığından CMK 231/6-c maddesi uyarınca yasal koşullar oluşmadığından 5271 Sayılı CMK 231 maddesinin sanık lehine uygulanmasına yer olmadığına" gerekçesi ile sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmadığı belirtilmiş, suç tarihindeki sabıkasız haline göre tekrar suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluştuğundan sanığın hapis cezasının TCK 51. maddesi gereğince ertelenmesine, adli para cezasının infazına karar verilmiş ise de; sanıktan faiz karşılığı borç para aldığı kabul edilen ..."nın, atılı suçun niteliği göz önüne alındığında suçun mağduru olmadığı bu nedenle suçtan doğrudan zarar gördüğünün kabul edilemeyeceği gözetilmeden sanığın adı geçenin zararını karşılamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde uygulama yapılması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi