19. Hukuk Dairesi 2018/3052 E. , 2019/5571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfî tesbit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davaya ve takibe konu senetteki imzanın tarafların murisi ..."a ait olmadığını, kaldı ki 82 yaşında birinin kendi oğluna 150.000 TL borçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dolayısıyla senedin muvazaalı olarak mirastan mal kaçırmak amacı ile düzenlendiğini belirterek, başlatılan takip nedeni ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Halfeti Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2012/421 soruşturma sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre, söz konusu imzanın muris ..."a ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Halfeti İcra Müdürlüğü"nün 2012/118 sayılı dosyası ile başlatılan takibin ve takibe konu senedin iptaline, davacılar ... ve ..."nun davalı ..."a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/3791 esas ve 2016/6208 karar sayılı ve 11.04.2016 tarihli ilamı ile "Davacılar, davalı diğer mirasçılar tarafından icra takibine konu edilen senetteki imzanın murislerine ait olmadığını ve senedin bedelsiz olduğunu iddia ederek menfi tespit davası açmışlardır. Somut olayda davacıların ve davalının murisi ..."ın 2010 tarihinde öldüğü, tarafların mirasçı oldukları, aralarında görülen davalar nedeni ile mirasın taksim edilemediği ve el birliği ile mülkiyetin devam ettiği anlaşılmaktadır. El birliği ile mülkiyet halinde mirasçıların tümü ya da mahkemece tayin edilecek mümessil vasıtası ile terekenin temsil edilmesi gerekir. Mahkemece davacılara, diğer mirasçıların davaya muvafakatlerini sağlamak ya da terekeye temsilci atanmasını sağlamak üzere süre verilip taraf teşkili ve aktif dava ehliyeti eksikliği tamamlandıktan sonra tarafların delillerini toplayıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacılar vekiline 19.06.2017 tarihli duruşmada diğer mirasçıların davaya muvafakatlerini sağlamak ya da terekeye temsilci atanmasını talep etmek üzere gelecek celseye kadar kesin süre verildiği, süresi içerisinde diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanmaması yahut terekeye temsilci atanması için başvurulmaması durumunda davanın usulden red edileceği ihtarının yapıldığı, dosyanın 12.09.2017 tarihinde mesai saatleri içerisinde yapılan incelemesinde davacılar vekili tarafından dosyaya gönderilen herhangi bir belgenin bulunmadığı, duruşma günü davacı vekilinin 12.09.2017 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesinin ekindeki Halfeti Sulh Hukuk Mahkemesi"nde 12.09.2017 tarihinde 17.49"da açılan davaya ilişkin sunulan belgenin sehven görülemediği, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süreye rağmen taraf teşkilini sağlamak üzere gerekli işlemleri yapmaması nedeniyle taraf teşkili yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen önceki karar Dairemizin 2016/3791 esas ve 2016/6208 karar sayılı ve 11.04.2016 tarihli ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı doğrultusunda davacılara diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanmasını talep etmek üzere kesin süre verilmiş, davacılar vekili mahkemeye UYAP üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesinde terekeye temsilci tayini için Halfeti Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1 esas sayılı dosyasında dava açılmış olduğunu bildirmiş, bu dosyada verilecek kararın bekletici mesele yapılmasını ve meslekî mazeretinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece gerekçeli kararda da belirtildiği üzere davacılar vekili tarafından sunulan belgenin sehven görülmediği, bu durumda davacılar vekilinin kesin verilen süre içerisinde terekeye temsilci tayini için dava açmış olduğu anlaşıldığından, söz konusu davanın sonuçlanmasının beklenilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam olunması gerekirken, davanın taraf teşkili sağlanmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediği gibi mahkemece davacılar vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği halde davacılar vekilinin yokluğunda karar verilmesi de savunma hakkını kısıtlar mahiyette olduğundan mahkeme hükmünün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.