5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/12317 Karar No: 2019/8112 Karar Tarihi: 12.09.2019
İhaleye fesat karıştırma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/12317 Esas 2019/8112 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir ihaleye şeklen yapılan ihalenin hukuka aykırılığı ve gerçek bir ihale olmaması nedeniyle ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşmayacağına karar verdi. Ancak, daha önce alınmış bir hizmet için sonradan şeklen yapılan ihalenin hukuka aykırı olduğu ve ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kanunda belirtilen usullere uygun bir ihale ve iş olması gerektiği vurgulandı. İhaleye katılma hakkı olan kişilerin yoksun bırakılması ile mağduriyetlerine neden olunması durumunda görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağına, ödeme yapılmadan üçüncü kişi lehine yarar sağlama kastı ile işlem yapılması durumunda zimmet suçunun işleneceğine ve daha önce ödeme yapılmış iş için yeni belge düzenlenip ödeme yapılması durumunda kamu görevlisinin sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği belirtildi. Dosyadaki suç isnatlarının bazılarının basit zimmet, bazılarının ise görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirtildi. Suçların zaman aşımı süresinin geçtiği tespit edildiğinden, davaların düşürülmesine karar verildi. Kanun maddeleri olarak 765 sayılı TCK'nın 202/1, 240, 102/3-4. maddeleri ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'nın 321, 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca hükümlerin bozulmasına ve davaların zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi.
5. Ceza Dairesi 2015/12317 E. , 2019/8112 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İhaleye fesat karıştırma HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 07/02/2006 tarihli ve 2005/11-119 Esas, 2006/15 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, önceden alınan hizmet için sonradan şeklen yapılan ihalenin hukuka aykırılığı ve ortada gerçek bir ihalenin bulunmaması nedeniyle ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşmayacağı, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kanunlarda öngörülmüş ihale usullerinden biriyle usulüne uygun yapılmış ya da yapılacak bir ihale ve iş olmasının zorunlu olduğu, ihalenin şeklen yapılıp ihaleye konu işin daha önceden icra edildiğinin anlaşılması halinde, ihale komisyonu kararı öncesinde alım işlemlerini yapan, daha sonra buna ilişkin olarak mevzuata aykırı belge düzenleyerek fiili durumu hukukileştirmeye çalışan kamu görevlilerinin görev gereklerine aykırı hareket ederek alımın gerçekleştirildiği kişiye yarar sağladığının, ihaleye girme olanağı bulunan kişilerin bu olanaktan yoksun bırakılmaları suretiyle de onların mağduriyetine neden olduklarının, bu suretle görevi kötüye kullanma suçunun, işler yapılmadan üçüncü kişi lehine yarar sağlama kastıyla ödeme yapıldığının anlaşılması durumunda, diğer koşulların da varlığı halinde zimmet suçunun, daha önce ödemesi yapılmış işe veya alıma ilişkin yeniden belge düzenlenip ödeme yapılması halinde ise para görevin normal fonksiyonu gereği verilmiş olmadığından, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunmayan kişiler yönünden yasal tevdi unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunun işlendiğinin kabul edilmesi gerekeceği, dosya kapsamına göre iddianamenin 1, 2 ve 3 no"lu paragraflarındaki isnatların sübutu halinde basit zimmet, diğer isnatların ise görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturacağı, söz konusu suçların 25/12/2001 olan suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nın 202/1 ve 240. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırları itibarıyla aynı Kanunun 102/3-4. madde ve fıkraları gereğince 5 ve 10 yıllık asli dava zamanaşımı sürelerine tabi oldukları, zamanaşımını kesen son işlem olan 24/12/2004 günlü mahkumiyet hükümleri ile incelemeye konu karar tarihi arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE 12/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.