Esas No: 1999/1296
Karar No: 1999/4156
Karar Tarihi: 18.11.1999
Danıştay 4. Daire 1999/1296 Esas 1999/4156 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, noter satış sözleşmesiyle satın aldığı araç üzerinde henüz tescil işlemleri yapılmadan eski maliğin vergi borcu nedeniyle uygulanan haciz işleminin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Ancak, Vergi Mahkemesi, dava açma süresinin otuz gün olduğu gerekçesiyle davanın süresinde olmadığı için reddetmiştir. Davacı ise dava açma süresinin haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını ve süreaşımı olmadığını ileri sürmüştür. Danıştay ise, haciz işlemi davacıya yazılı bildirim yoluyla bildirilmemesi halinde dava açma süresinin ittıla tarihinden itibaren başlaması gerektiğini açıklamıştır. Bu nedenle, dava açma süresinin otuz günlük süreden daha fazla olduğu kabul edilerek, davanın esastan incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesi (dava açma süresi), aynı maddenin 2/a fıkrası (idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin başlangıcı).
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1999/1296
Karar No: 1999/4156
Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Güngören Vergi Dairesi Müdürlüğü -İSTANBUL
İstemin Özeti : 23.10.1997 tarihli noter satış sözleşmesiyle satın alınan araç üzerine henüz davacı adına tescil işlemleri yapılmadan, eski maliğin vergi borcu nedeniyle uygulanan haciz işleminin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. ... Vergi Mahkemesi, … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı Kanun'un 7 inci maddesinde vergi mahkemesinde dava açma süresinin otuz gün olduğu, dosyadaki belgelerden 17.11.1997 tarihinde tatbik olunan haciz işlemine karşı 23.10.1998 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda otuz günlük süreden sonra açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı, dava açma süresinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını, süreaşımı olmadığını ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı … 'in Düşüncesi : Davacı tarafından 23.10.1997 tarihinde katı taşıt sözleşmesi ile satın alınan araç üzerine henüz adına tescil işlemleri yapılmadan 17.11.1997 tarihinde eski maliğin vergi borcu nedeniyle haciz işlemi uygulanmış bu işlemin iptali istemiyle açılan dava Mahkemece süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmiyen hallerde vergi mahkemesinde dava açma süresinin 30 gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlıyacağı hükme bağlanmıştır.
Davacının menfaatini doğrudan etkiliyen haciz işlemi bir idari işlem niteliğinde olduğundan işlemin davacıya yazılı bildirim yoluyla duyurulması zorunludur. İşlemin ilgiliye yazılı bildirim yoluyla bildirilmemesi halinde dava açma süresinin ıttıla tarihinden itibaren başlaması gerektiğinden ıttıla tarihine göre süresinde açılan davada mahkemece verilen süre ret kararında
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile işin esası incelenerek karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …'un Düşüncesi : Davacının 23.10.1997 tarihinde noter satış sözleşmesiyle satın aldığı araç üzerine, eski maliğin vergi borcu nedeniyle uygulanan haciz işlemine karşı dava açma süresi ıttıla tarihinden itibaren başlayacağından, davanın süreaşımı nedeniyle reddine dair mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7 nci maddesinde; özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemesinde dava açma süresinin otuz gün olduğu, aynı maddenin 2/a fıkrasında ise, bu sürenin idari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı belirtilmiştir.
Davacının 23.10.1997 tarihinde satın aldığı aracın trafik kaydına, eski maliğin vergi borcu nedeniyle 17.11.1997 tarihinde uygulanan haciz işlemi, davacının hak ve menfaatini ilgilendiren bir idari işlem niteliğindedir. Davacı bu haciz işleminden evvel noter satış senedi ile bu aracın maliki olmuştur. Bu şekilde satın alınan araçların trafik tescil işlemleri, araçlarla ilgili tüm idari denetimlerin yapılabilmesi için gerekli olup, tescil, davacının mülkiyet haklarını doğrudan etkileyen bir hukuki durum değildir. Bu durumda davacının mülkiyetine geçen araç üzerine daha sonraki bir tarihte İdarece aracı satan kişi adına konulan haciz işlemin davacıya herhangi bir şekilde yazılı bildirim yoluyla duyurulamayacağından tescil işlemleri sırasında haricen öğrenilmesi üzerine bu haciz işleminin dava konusu edilmesinde hukuken bir engel bulunmamakta, bu nedenle dava açma süresinin ıttıla tarihinden itibaren başlayacağının kabulü gerekmektedir. İşlemin haricen öğrenilmesi üzerine açılan davanın esastan incelenmesi gerekirken, süreaşımı nedeniyle verilen ret kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle ... vergi Mahkemesi'nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 18.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.