20. Hukuk Dairesi 2014/6661 E. , 2014/7832 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili ile davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesini değiştiren 5304 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmü gereğince yapılan ve kısmî olarak askıya çıkartılan orman kadastrosu sırasında dava dilekçesine ekli krokilerde gösterilen taşınmazların orman sınırları dışında bırakıldığı, oysa bu yerlerin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla Hazineyi hasım göstererek tespitin iptali ve çekişmeli yerin orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Dava konusu taşınmazın 147 ada 2 sayılı parsel altında 2488.30 m² yüzölçümü ile belgesizden, temyize konu dava nedeniyle niteliği ve malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tespit tutanağının düzenlendiği belirlenmiş, edinme sebebi sütununda zilyet olarak adı geçen kişi davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Orman Yönetiminin davasının reddine, çekişmeli taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.11.2012 tarih ve 2012/8119 E. - 13145 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda 1953 çekim tarihli hava fotoğrafında ve 1957 tarihli memleket haritasında çekişmeli parselin açık alanda göründüğü belirtilmiştir. Uygulamanın yetersiz görülmesi üzerine Dairenin iade kararı gereğince yeniden aplikasyon yapılmış olup, bu uygulama hükme esas alınan kroki ile farklıdır. Ayrıca, davalı kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanmakta olup mahkemece tarım bilirkişisi dinlenmemiştir. Bu nedenlerle; öncelikle, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi açısından komşu parsel tutanakları da getirtilip denetlenmeli, usûlünce yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, davalı gerçek kişinin zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddi ile, dava konusu 147 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fındık bahçesi vasfıyla oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine vekili ile davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, bozma sonrası alınan uzman orman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve mahkemece adına tescil kararı verilen kişi yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/09/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.