Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1104
Karar No: 2019/230
Karar Tarihi: 10.01.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1104 Esas 2019/230 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı şirket, davalının müvekkilinin ortağı olduğunu, ancak fiilen müdürlüğünü yapıp hesaplarda oynamalar yaptığını ve nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma gibi suçlarla ilgili soruşturma yürütüldüğünü iddia ederek, davacı şirketi zararlandırmak için kira alacağı bahane ederek icra takibi başlattığını ve dava konusu iş yerini başka bir şirkete kiraladığını savunmuştu. Mahkeme takip alacağının %40'ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermişti. Ancak, davacı vekili karar düzeltme istemiyle bu kararı bozdurmaya çalıştı ve Daire, davacının takasa konu ettiği alacağın araştırılması gerektiğini belirterek, menfi tespit davasında takas talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetti. Kararda HUMK 440. ve 442. madde ile takas ve mahsup taleplerinin açılacak davalara dair düzenlemeler yer almaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2017/1104 E.  ,  2019/230 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 24/03/2015 gün ve 2010/89 - 2015/237 sayılı kararı onayan Daire"nin 20/12/2016 gün ve 2016/4869 - 2016/9694 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının eşi ..."ın müvekkili şirketin ortağı olduğunu, davacı şirketin müdürü... görünse de 22/08/2009 tarihine kadar fiilen müdürlüğü ..."ın yürüttüğünü, davalının eşi ... ve oğlu ..."in şirketlere ait hesaplarda oynamalar yaptığının tespit edildiğini ve haklarında nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, resmi ve özel belgelerde sahtecilik ve tehdit suçlarından soruşturma yürütüldüğünü, davalının eşi ..."ın davacı şirketi zararlandırmak için kira alacağını bahane ederek davacı şirket aleyhine icra takibine giriştiğini, dava konusu iş yerini davalının dava dışı ... ... Taşımacılık Şirketi"ne kiraladığını, taraflar arasında kira sözleşmesi akdedilmiş ise de, sözleşmeye konu edilen iş yerinin davalı tarafından müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bu iş yerinde 22/08/2009 tarihine kadar davalının eşinin müdürlüğünü yaptığı ... ... Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"nin kiracı olarak bulunduğunu, kira sözleşmesinin davacı şirketin Ulaştırma Bakanlığı"ndan yetki belgesi alınması için gerekli yasal zorunluluk nedeniyle akdedildiğini, kira sözleşmesinin hiç uygulanmadığını, müvekkilinin icra takibine konu kira sözleşmesi nedeniyle borcu bulunmadığını, mahkemece davalı alacağının kabul edilmesi halinde davacı şirketin alacağının davalının alacağından takas edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalının davacı şirket hakkında yapmış olduğu takip nedeniyle davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının % 40"tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, takip konusu alacağın % 40"ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    2- Dava menfi tespit davası olup, davacı vekili talep konusu borcun bulunmadığını ileri sürdüğü gibi, davacı şirketin davalıdan olan alacağının takas edilmesini ve bu suretle de, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Menfi tespit davası, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir dava olup, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu olmaması çeşitli nedenlere dayanır ve borçlu, borçlu olmadığını mahkemede açacağı menfi tespit davasıyla ispat edebilir.
    Takas-mahsup talebinin, açılan bir davada davalı tarafından savunma olarak ileri sürülebilmesi ve karşı dava konusu yapılması mümkün olduğu gibi borçlunun takas iddiasıyla borçlu olmadığının tespitini istemesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Yani borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya etmiş ve fakat itirazında ileri sürmemiş olsa bile kendisinin de alacaklıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirerek, borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabilir. (...; ...; ...; İcra ve İflas Hukuku, 2003, s.234, 235) Dolayısıyla somut olayda, açılan menfi tespit davasında borçlunun alacağı ile borcunu takas ettiğini ileri sürebileceği nazara alınarak davacının takasa konu ettiği alacağının araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 204/1. maddesi gereğince takas ve mahsup talebinin davacının aleyhine açılan bir davada cevap dilekçesinde savunma olarak ileri sürülebileceği veya karşı dava olarak açılabileceği, menfi tespit davasında takas talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 20/12/2016 tarihli 2016/4869 Esas 2016/9694 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20/12/2016 tarihli 2016/4869 Esas 2016/9694 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi