Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2707
Karar No: 2011/6520
Karar Tarihi: 02.12.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2707 Esas 2011/6520 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/2707 E.  ,  2011/6520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine, ... ve ... aralarındaki tescil davasının reddine dair... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2010 gün ve 496/886 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın 1968 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığını, vekil edeni tarafından imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğini, 40 yıla yakın bir süreden beri vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini, üzerine ev yaptığını, taşınmazın bir kısmını ise bahçe olarak kullandığını açıklayarak dava konusu taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin imar planları kapsamında olduğunu, zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve uyuşmazlık konusu yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili de dava konusu yerin imar planları kapsamında olduğunu ve zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığını bildirmiştir.
    Davalı ... muhtarlığına yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 1968 yılında tespit harici bırakılan yerlerden olduğunu, 1984 yılında ise imar planı kapsamına alındığını, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca imar ve ihyaya ilişkin koşulların gerçekleşmediğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine, ilan bedeli olan 198.24 TL"nin Belediye Başkanlığından alınmasına, belediyenin imar planları hakkında hatalı değişik tarihler bildirmesi nedeniyle beş müzakere gideri olan toplam 25 TL"nin belediyeden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hükmün esası davacı vekili, yargılama giderleri ile vekalet ücretine yönelik kısmı ise davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazın taşlık niteliğiyle 1968 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
    Kural olarak, taşlık niteliğiyle tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu koşulların davacı yararına gerçekleşmesi halinde böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkündür. İlke olarak imar ve ihyaya muhtaç olan yerlerin imar ve ihyasının tamamlandığı tarihten imar planları kapsamına alındığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise, diğer koşulların da varlığı halinde edinilmesi mümkün olabilir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17/1. maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise, imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi taktirde Hazine adına tespit edilir” denilmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise, İl, İlçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz, denilmektedir.
    Görüldüğü gibi imar-ihyaya muhtaç olan bir yer imar planları kapsamına alınmış ise, imar ve ihyayla edinilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yüksek Yargıtay ve Daire uygulaması uyarınca imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava konusunun yöntemine uygun bir biçimde uygulanan imar planları kapsamına alındığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise bu tür yerlerin edinilmesi olanaklı olabilir. Gerek davalı ... ve gerekse Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından imara ilişkin olarak gönderdikleri yazılarda gün ve ay farklılığı var ise de, her iki Belediye Başkanlığının imara yönelik yazılarında dava konusu yerin 1984 yılında 1/5000 nazım imar planı kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. İmar planları kapsamına alındığına ilişkin onaylı imar krokileri de yazı ekinde gönderilmiştir. Bu konuda bir duraksama söz konusu olmadığından dava konusu yerin nazım imar planı içinde olup olmadığının ayrıca keşfen belirlenmesine gerek yoktur. Bu istek aynı zamanda dava ekonomisine de aykırı düşer. Dava konusu yerin taşlık olarak tapulama dışı bırakıldığı 1968 yılında imar planları kapsamına alındığı 1984 yılına kadar normal kazanmayı sağlayan 20 yıllık süre henüz dolmamıştır. İmar ve ihyanın tamamlandığı tarihten imar planı kapsamına alındığı tarihe kadarki sürenin haliyle dolmadığı açıktır. O halde keşif yapılmadan davanın esastan reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    Her ne kadar dava dilekçesinde ... davalı gösterilmiş ise de, taşınmaz belediye sınırları içerisinde yer aldığından tescil davalarında hasım olarak ilgili kamu tüzel kişileri olan belediyeler gösterilir. Mahalle muhtarlıklarının tüzel kişiliği bulunmadığından bu tür davalarda hasım olamazlar. Mahalle muhtarlığına karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekli ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
    Davalı ... vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı Belediyenin imar planları konusunda farklı tarihler bildirmesi (ki bu dosyada bu durum da söz konusu değildir, sadece gün ve ay farkı vardır) nedeniyle 198,24 TL ilan bedeli ile beş müzekkere gideri olan 25 TL"nin Belediyeden alınmasına karar verilmiş
    Belediye yararına vekalet ücreti yönünde bir karar verilmemiştir. TMK. nun 713/3. fıkrası uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri aynı maddenin 1. fıkrası gereğince açılan tescil davalarında kanuni hasım durumunda bulunduklarından her türlü yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Maddi hata sonucu farklı müzekkere farklı cevapların verilmesi de kanuni hasım durumunda bulunan davalılara yargılama giderleri yükletilmesinin gerekçesi olamaz. TMK. nun 713/1-3. maddeleri gereğince açılan tescil davalarında, gerekli harcın davacıdan alınmasına, fazla harç var ise davacıya iadesine, tüm yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davanın kazanılması halinde dahi davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilir. Yasal olmayan bir gerekçeyle sözü edilen yargılama giderlerinin davalı ... Belediyesine yükletilmesi doğru olmadığı gibi, vekalet ücreti konusunda bir karar verilmemesi de yerinde değildir. Ne var ki, HUMK. nun 438/7. maddesi (HMK. m.370/2) uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında “ilan bedeli olan 198,24 TL"nin davalı ... Başkanlığınca ödenmesine, (…) taşınmazın imar planına dahil edildiği tarihler bildirilirken önce 17.3.2009 tarihinde 1995 yılı olarak bildirdiği (bu dosyada bu tarih söz konusu değildir, başka dosyalardaki bu tarih benzerinden hareketle bu dosyaya alındığı görülmektedir) 21.1.2010 tarihinde ise 1984 yılı olarak bildirildiğinden bu tarihler arasında yapılan beş müzekkere gideri toplam 25 TL yargılama giderinin davalı belediyeden alınarak davacıya verilmesine” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, bunun yerine “198,24 TL ilan gideri ile 25 TL beş müzekkere giderinin davacı üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin yazılmasına, davanın red sebebi aynı (ortak) olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi gereğince mahkemece, "Hazine yararına takdir edilen 1320 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresi yerine "1320 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak yargılama oturumlarında kendilerini vekille temsil ettiren davalı Hazine ile Kayapınar Belediye Başkanlığına verilmesine” ibaresinin ilave edilmesine ve yazılmasına, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden reddine, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı temyiz edenlere ait 18,40 TL peşin harcın onama harcına ayrı ayrı mahsubuna 02.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi