Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6761
Karar No: 2011/9035

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6761 Esas 2011/9035 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6761 E.  ,  2011/9035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BEŞİKDÜZÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/12/2009
    NUMARASI : 2009/155-2009/176
      
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden  maliki  olduğu   262  parsel  sayılı  taşınmazın  381,30  m² lik kısmının  kıyıda  kaldığından  bahisle  hükmen  tapusunun  iptali  ile  kamuya terkinine  karar  verildiğini  ileri  sürerek  tazminat  isteğinde  bulunmuştur.
    Davalı,  zamanaşımı   süresinin  geçtiğini  belirtip davanın  reddini  savunmuştur.
    Mahkemece, Borçlar  Kanununun 60. maddesine  göre   zamanaşımı  süresinin  geçtiği  gerekçesi ile  davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Karar, taraf  vekillerince  süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi    raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    Dava, 3621 Sayılı Yasa uyarınca tapu iptal ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkininden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen  belirtilmelidir  ki,  şey  elinden  alınan  kimse  verdiği  şeyi  istemeyip müsbet zararının  tazminini   isteyebileceği  gibi  akdi  feshedip zapta  ilişkin  yasal düzenlemelerden yararlanarak  verdiği  şeyin geri  alınmasını  isteme  hakkına da  haizdir. Somut  olayda  davacının  malik  olduğu  taşınmazın (bir  bölümünün)  tapusu (sicil kaydı)  dereceattan  geçerek  kesinleşen  mahkeme   kararıyla  iptal  edildiğine  göre zapta  karşı  tekeffül hükümleri  çerçevesinde   isteğinin   tazminat  olacağı  tartışmasızdır. Şu da  ifade  edilmelidir  ki,  böylesi  bir  durumda Borçlar  Kanununun 61  ve  devamı  hükümlerinde  öngörülen  sebepsiz  zenginleşme   kurallarının   özellikle   aynı  yasanın  66. maddesinde  yer alan  zamanaşımının  somut  olayda   uygulama  yerinin  bulunmadığı  sabittir.
    O halde, yasal  düzenlemeleri gereği zapt  vaki olduğu  ve tekeffül  hükümlerinin  uygulanması  gerektiği  hallerde  hangi   zamanaşımının uygulanacağı, başlangıcı  ve    süresinin  ne  olacağı  yönleri  üzerinde  durulmasında  fayda  görülmektedir.
    Bilindiği  üzere  zapt, çok  kez   önceden bilinmesi  ve  kestirilmesi  mümkün  olmayan bir  haldir. Bu  itibarla  zamanaşımı  zaptın  vaki  olduğu  tarihte  başlar. Taşınmazın  zaptına  ilişkin  bulunan  mahkeme  kararının kesinleştiği  tarih  zamanaşımının  başlangıcı  olur.Diğer  taraftan  zapttan  doğan  davaların  kaç  yıllık  zamanaşımına  tabi  olacağı   hakkında  kanunda  bir  hüküm  yoktur. Öyleyse  Borçlar  Kanununun 125. maddesi  gereğince  genel  hükümlere  bağlı  kalınarak  zamanaşımının  10 yıl  süreli  olduğunu kabul  etmek  gerekir. Nitekim, 9.10.1946  günlü  ve 6/12  sayılı İçtihadı Birleştirme  Kararında “ Ayrıca  dava  sebebine  bakılarak, olaya  uyan  zamanaşımı veya  hak  düşüren  süre  hükümlerinin  uygulanması gerekir; Bu  arada  yerine  göre, Borçlar Kanununun 125. maddesinde  yazılı  10  yıllık  zamanaşımı uygulanabilir” biçimindeki  benimseme  şekline  bu  konuda  istikrar kazanmış içtihatları teyit eder niteliktedir.   (B.13HD.13.12.1988T.4424 E, 6089K,Y1. H.D.1.11.1976 tarih 10332E.10527K)
    Somut  olayda, taşınmaz maliki yönünden yasadan  kaynaklanan zapt Beşikdüzü Asliye Hukuk  Mahkemesinin derecattan  geçerek 24.9.2007 tarihinde  kesinleşen 2006/28 Esas, 2006/179 karar sayılı  kararı  ile  gerçekleştiğine  göre  eldeki  davanın  açıldığı  tarih  gözetildiğinde  davanın  yasal süre  içinde  açıldığı  kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine,  21.09.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi