(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/4472 E. , 2013/9168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 118 ada 7 parsel sayılı, 9690,91 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kesinleşen 2/B madde uygulaması nedeniyle tutanağın beyanlar hanesinde, üzerindeki bahçenin ...’nın kullanımında olduğu şerhi de verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazın kendileri adına 118 ada 1 parsel numarası ile tapuda kayıtlı iken kullanım kadastrosu sırasında 2/B niteliği ile Hazine adına yazılmasının yanlış olduğunu ileri sürerek, 2/B uygulamasının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, verilen kesin süre içinde gider avansı tamamlanmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun, yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (HMK m. 288 vd.-HUMK m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (3717 sayılı Kanun m. 2); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada (HMK m.324;m.94 - HUMK m.414; m.163 açısından) bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Belirtilen genel hükümler, kadastro mahkemeleri bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi aracılığıyla, aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.
Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunda öngörülen sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.