Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/12110
Karar No: 2019/2274
Karar Tarihi: 18.02.2019

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/12110 Esas 2019/2274 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bir borçlu, bir taşınmazın satış işleminin feshedilmesi talebiyle bir şikayette bulunmuştur. Mahkeme, şikayetin reddedildiğine dair bir karar vermiştir. Şikayetçi, karara karşı temyiz yoluna başvurmuş ve sonunda satış işleminin durdurulması için tedbir kararı verilmiştir. Ancak, bu karara karşı yapılan karar düzeltme başvurusu henüz sonuçlanmamışken, ihale yapılmıştır. Temyiz isteyen borçlu işlemi durdurmanın mümkün olmadığını iddia etse de, mahkeme, satış işleminin dava dışı bir borçlu tarafından rehin verilen taşınmaz olduğunu ve tedbir kararının sadece asıl borçlu için geçerli olduğunu belirterek, satış işleminin geçerli olduğuna karar vermiştir. Ancak, Yargıtay Bölge Adliye Mahkemesi bu karara itiraz etmiştir. Sonuç olarak, Bölge Adliye Mahkemesi, tedbir kararı ve borçlunun iflas durumundan dolayı satış işleminin geçerli olmadığı gerekçesiyle satış işleminin feshine karar vermiştir. Kararda, İcra ve İflas Kanunu'nun 364/3. maddesi uyarınca temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu'nun 149. ve 150. maddeleri açıklanarak, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğ
12. Hukuk Dairesi         2018/12110 E.  ,  2019/2274 K.

    "İçtihat Metni"

    ........
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu"na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
    Şikayet eden borçlunun icra mahkemesine başvurusunda,........parselde kain iki katlı kargir villa vasıflı taşınmaza ilişkin 08.05.2017 tarihli ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine ...........20.04.2018 tarih ve 2017/3806 E. - 2018/936 K. sayılı kararı ile; İİK"nun 364/3. maddesi uyarınca, temyizin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı, bu hükme göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemeyeceği, bu hususun mahkemece de re"sen dikkate alınması gerektiği, borçlu tarafça, ........ açılan takibin iptaline yönelik davanın, mahkemenin 29/01/2016 tarih ve 2015/500 E. - 2016/62 K. sayılı kararı ile reddine karar verildiği, işbu karara karşı 02/02/2016 tarihinde temyiz yoluna gidildiği, dosyanın 05/04/2016 tarihinde Yargıtay"a gönderildiği, Yargıtay"ca 22/11/2016 tarihinde onandığı, ancak aynı tarafın karar düzeltme yoluna başvurması üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 05/10/2017 tarih ve 2017/1226 E. - 11934 K. sayılı kararı ile dosyanın karar düzeltme aşamasında bozulmasına karar verildiği, dolayısıyla kararın satış kararı ve ihale tarihi itibariyle henüz kesinleşmediği gerekçesine dayanılarak istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihalenin feshine karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
    İİK"nun 364/3. maddesi uyarınca, temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz.
    Somut olayda, ihalenin feshi isteminde bulunan borçlu ......vekili vasıtasıyla yapmış olduğu şikayette, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin iptalini talep ettiği, ..........’nin,



    29/01/2016 tarih ve 2015/500 E. - 2016/62 K. sayılı kararı ile istemin reddedildiği, şikayetçi tarafın, karara karşı temyiz yoluna başvurduğu ve temyiz isteminin Dairemizin 2016/19440 Esas, 2016/24072 Karar nolu ve 22/11/2016 tarihli kararı ile reddedilerek, ilk derece mahkemesi kararının onandığı, işbu karara karşı şikayetçi vekili tarafından 02/01/2017 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurulduğu, buna göre ihale tarihi itibariyle temyiz incelemesinin sonuçlandığı, dosyanın, karar düzeltme incelemesinde bulunduğu sırada ihalenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
    İİK’nun 364/3. maddesinde, açıkça temyizin satıştan başka icra muamelelerini durdurmayacağı hükmüne yer verildiği gözetildiğinde, ihale tarihinden önce şikayetçi tarafından yapılan karar düzeltme başvurusunun satış işlemlerini durdurmayacağı açıktır.
    Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesinin, ihalenin İİK’nun 364/3. maddesi uyarınca feshine yönelik gerekçesi yerinde değildir.
    Somut olayda, ............2015/443 E. sayılı dosyası ile borçlu şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davası kapsamında, anılan mahkemece, 13/02/2015 tarihinde; “... satış ve muhafaza işlemleri gibi tedbir uygulamalarının ihtiyati tedbiren durdurulmasına ...” şeklinde tedbir kararı verildiği ve dosya içeriğine göre ihale tarihi itibariyle işbu tedbirin de devam ettiği görülmektedir.
    Anılan tedbir kararı karşısında ipotekli taşınmazın satışı gerçekleştirilemez ve bu husus kamu düzeninden olup mahkemece taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi re"sen nazara alınması gereklidir. Ne var ki, burada çözümlenmesi gereken sorun, hakkında tedbir kararı verilen borçlu şirketin değil, hakkında tedbir kararı bulunmayan diğer borçluların ihale konusu taşınmazın maliki olması halinde, satışın yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
    İİK’nun 149. maddesinde; "İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmüne yer verilmiştir. Yine İİK"nun 150/ı maddesinde "Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf ..." başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde "icra müdürünün aynı Kanunun 149. maddesi uyarınca işlem yapacağı" yazılıdır.
    İİK"nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu halde, asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz maliki yönünden sonuç doğurmayacağının kabulü mümkün değildir.
    Temyize konu dosyada asıl borçlunun İleri ....... olduğu, ipotekli taşınmazın malikinin ise ......olduğu anlaşılmaktadır. İpotekli taşınmazın maliki ........................hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, şikayetçi şirketin borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatılmıştır.
    Bu durumda, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı kapsamında ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değil ise de, sonuçta ihalenin feshine karar verildiği gözetilerek sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.


    SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 44,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 18/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    .........

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi