Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2012/893 Esas 2013/7468 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/893
Karar No: 2013/7468
Karar Tarihi: 20.03.2013

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2012/893 Esas 2013/7468 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme bir hırsızlık davasında verilen hükmü incelemiş ve bazı yanılgılara yer verildiğini tespit ederek hükmü bozmuştur. Hükümlü önce başka bir suçtan mahkum oldu, ardından tekrar aynı suçtan yargılandı ve ceza aldı. Ancak, hükümlünün avukatıyla yapılan anlaşmaya göre, bilgi dışığı bir avukat atanmış ve bu avukata verilen hüküm hükümlüye tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle, bu hüküm kesinleşmemiştir ve bu nedenle sonraki karara konu edilemez. Daha sonra yapılan incelemede, hükümlünün suçları farklı kanun maddelerine uyduğu tespit edildi ve uzlaşma hükümleri uygulanmadan yazılı şekilde karar verilmesi yanılgısına düşüldüğü anlaşıldı. Hüküm, kanun maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulanarak cezalar belirlenmeliydi. Konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme ve hırsızlık suçları kanun maddeleri açıklanarak belirtilmiştir.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2012/893 E.  ,  2013/7468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Hükümlü ... hakkında Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1693-2001/169 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra istem üzerine dosya ele alınarak aynı mahkemenin 26.12.2006 gün ve 2006/806-2006/464 sayılı kararı ile hükümlünün 5237 sayılı TCK"nın 142/2-d ve 31/3 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildiği, daha sonra hükümlünün aynı mahkemenin 07.10.2009 gün ve 2001/1693-2002/169 sayılı kararı ile 142/1-b ve 31/3 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği; hükümlünün bilgisi dışında baroca görevlendirilen müdafiinin yüzüne karşı verilen 2006/806-2006/464 sayılı ilk uyarlama hükmünün hükümlüye tebliğ edilmediği, zorunlu müdafii atandığından hükümlünün haberdar edilmediği durumlarda zorunlu müdafiiye yapılan tefhimin hükümlüye bağlanan sonuçları doğurmayacağının dolayısıyla 26.12.2006 tarihli hükmün kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; hükümlünün mahkemenin 07.10.2009 gün ve 2001/1693-2002/169 sayılı son uyarlama kararına yönelik 07.10.2009 tarihli temyiz isteminin henüz kesinleşmeyen 26.12.2006 tarihli ilk uyarlama hükmüne yönelik olduğu ve 07.10.2009 gün ve 2001/1693-2002/169 sayılı bu sonraki karar, hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bu kararın temyiz davasına konu edilmesine imkan bulunmadığı da anlaşılmakla 26.12.2006 gün ve 2006/806-2006/464 sayılı karara yönelik incelemede;
    1-5395 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca uzlaşma hükümleri uygulanmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-Yakınanın evinin sağlam ve muhkem kapısını kırarak içeri girip hırsızlık yapan sanığın eylemlerinin 5237 sayılı yasanın 142/1-b maddesine uyan hırsızlık suçunun yanı sıra aynı yasanın 116/1, 119/1-c maddelerine uyan konut dokunulmazlığını bozma ve 151. maddesine uyan mala zarar verme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
    3-5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, hükümlünün, müştekiye yönelik 765 sayılı TCK"nın 493/1, 522 (pek fahiş) ve 55/3
    maddelerine karşılık 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b ve 31/3; 116/1, 119/1-c ve 31/3; 151/1 ve 31/3 maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilip, hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları yönünden 5395 sayılı Yasanın 24 ve 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı da değerlendirilip sonucuna göre, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ..." in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlünün kazanılmış hakkının korunmayacağının gözetilmesine, 20/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.