19. Hukuk Dairesi 2018/3297 E. , 2019/5559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalıya yaptığı yemek satışından dolayı kestiği üç adet fatura toplamı 45.179,64 TL’nin, 30.000 TL’sinin ödendiğini, bakiye 15.179,64 TL’nin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazının yasal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, takibe konu 31.12.2012 ve 30.11.2012 tarihli faturaların kabul edildiğini ve karşılığında ödemelerde bulunulduğunu, bu faturalardan bakiye 3.471,90 TL borcun kaldığını, takibe konu edilen 31.01.2013 tarihli faturanın karşılığının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının ikametgahı Elbistan"da olduğundan HMK’nın 6. maddesi uyarınca Elbistan Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Dairemizin 2015/2588 esas ve 2015/17309 karar sayılı ve 21/12/2015 tarihli kararı ile “Dava, 3 adet faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı takip konusu faturalardan iki adedinin doğru olduğu ve bedelinin ödendiği savunmasında bulunarak, akdi ilişkiyi kabul etmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olup dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK"nın 89/1. (Eski BK m. 73/1) hükmüne göre, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde dava ikame edebileceği gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı arasında yemek alımı konusunda ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen 30.11.2012 tarihli 14.968,80 TL"lik ve 31.12.2012 tarihli ve 18.503,10 TL"lik faturaların davalının 2012 yılı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, faturalar toplamı 33.471,90-TL’nin 15.000 TL"sinin banka aracılığı ile ödendiği, 2013 yılında 15.000 TL daha ödeme yapıldığının yevmiye defterine işlendiği, borç bakiyesinin 3.471,90 TL olduğu, davacının ticari defterlerine göre uyuşmazlık konusu 31.01.2013 tarihli faturanın gelir kaydı ile kaydının yapıldığı, fakat 2013 tarihli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre dava konusu faturanın sadece davacının ticari defterinde kayıtlı olmasının alacağın ispatına yeterli olmadığı, uyuşmazlık konusu faturaya konu mal ve hizmetin yerine getirildiği ve teslim edilmiş olmasının ayrıca yazılı belge ile ispatlanmasının gerekeceği, faturanın kesilmesini destekleyici belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, davacının 31.01.2013 tarihli fatura nedeni ile davalıdan alacaklı olduğunun ispatlanmaması nedeni ile 2012 yılında kesilen faturalardan dolayı bakiye 3.471,90 TL alacağın bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.